hasan_bulent_kahraman_abd_cia_manset_salom_1

ŞALOM YAZARI “ROCKEFELLER BURSLU” KAHRAMAN’IN YAKIN DOSTU CIA ELEMANI, BÜYÜKELÇİ ROBERT FINN KİM?

DOSYATV.COM

Robert Patrick John Finn, görünürde bir edebiyat profesörü. Saint John Üniversitesi’ni bitirmiş. 1967’de Türkiye’ye gelen “Barış  gönüllüleri!”nden. Tokat’ın Turhal Lisesi’nde 22 yaşındayken bir yıl İngilizce öğretmenliği yapmış. O derece Türkiye aşığı(!) bir isim. Mustafa Yıldırım’ın kitabına; Ahmet Yıldız’ın ilgili yazısına göre, ertesi yıl CIA’e yüksek düzeyde istihbaratçı eleman yetiştiren Princeton Üniversitesi, Yakındoğu Çalışmaları Bölümü’ne (NES) geçmiş. Peki bu ismin bizimle ne ilgisi var? Finn’in Türkiye’deki en yakın arkadaşlarından biri Şalom’un yeni yazarı; Işık Üniversitesi rektör yardımcısı “Rockefeller Vakfı burslusu” Hasan Bülent Kahraman da ondan. Kahraman’ın, Sabah Gazetesi’nde 5.12.2007 tarihinde “Amerika’ya Kar Yağıyor” başlığıyla yayınlanan yazısında bu dostluk şöyle anlatılıyordu:

“Şimdi bu satırları yazdığım bin yıllık dostum Robert Finn’in evinin yer katındaki güzel odasından bakınca karşımdaki bahçeyi tepeden tırnağa örtmüş karı görüyorum!”

Hasan Bülent Kahraman, 13.7.2003 tarihli Radikal’deki köşesinde de Robert Patrick John Finn’in konukseverliğini anlatmış, hatta Tomris Uyar’la ilk onun evinde tanıştığını yazmıştı!

WIKIPEDIA NE DİYOR?:

Robert Patrick John Finn (19 Aralık 1945 doğumlu) bir Türk Çalışmaları ve Uluslararası İlişkiler akademisyenidir ve 22 Mart 2002’den 1 Ağustos 2004’e kadar 20 yıldan fazla bir süredir ABD’nin Afganistan’daki ilk büyükelçisidir. Yerine Zalmay Halilzad geçti . Finn , New York City’deki Bronx’taki Parkchester planlı toplulukta büyüdü ve Amerikan Edebiyatı ve Avrupa Tarihi alanında St. John’s Üniversitesi’nden onur derecesiyle , New York Üniversitesi’nden Yakın Doğu Çalışmaları alanında yüksek lisans ve yüksek lisans derecesi aldı. ve Ph.D. 1978’de Princeton Üniversitesi’nde Yakın Doğu Çalışmaları alanında doktora yaptı. Finn’in doktora tezinin başlığı “Erken Türk romanı: 1872-1900” idi. Halen orada Türk araştırmaları ve uluslararası ilişkiler alanında profesörlük yapmaktadır. Orta Asya dillerinin çoğu dahil on beş dil konuşuyor.

Finn, 1978’den Ağustos 2005’e kadar Dış Servis’in bir üyesiydi. 1992’de (maslahatgüzar olarak) Amerika Birleşik Devletleri’nin Azerbaycan büyükelçiliğini açtı ve üç yıl orada görevli ve misyon şef yardımcısı olarak görev yaptı. 1998-2001 yılları arasında ABD’nin Tacikistan büyükelçisi olarak görev yaptı. Türkiye, Hırvatistan ve Pakistan’da da görev yaptı .

Yeni Şafak yazarı Tamer Korkmaz, 15 Mart 2019 tarihli yazısında Hasan Bülent Kahraman ve Robert Finn dostluğunu ele almıştı.

İşte o yazı:

***

Deniz Çakır, “Tomris Uyar olmak” istiyormuş

15 Mar 2019, Cuma

Oyuncu Deniz Çakır, Hürriyet’teki röportajın “şiir” muhabbeti kısmında aynen şöyle diyor: “Edip Cansever’le rakı masasına oturmak; Cemal Süreya’ya âşık olmak; Turgut Uyar ile evlenmek: Dolayısıyla bir Tomris Uyar olmak isterdim. En öykündüğüm kadınlardan biridir.” (9 Mart 2019)

*

Geçtiğimiz yılın son günlerinde; “Sarhoş bir halde gittiği bir kafede otururken yan masadaki başörtülü kadınlara ‘Burası Arabistan mı? Ne geziyorsunuz, burada?’ diyerek sataştığı” ileri sürülen Deniz Çakır’dan bahsediyoruz!

Başörtülü kadınlara hakaret ettiği iddiasıyla savcılığa ifade veren Deniz Hanım ise yaşananları yalanlamıştı…

Bahsi geçen o sözlerin pek benzerini, 2006’da Merhum Süleyman Demirel’in “ayıkken” üstelik “canlı yayında” ve dahi “babalanarak” söylediğini hatırlıyorsunuzdur!

Neyse, mevzuumuz bu hadise değil…

Ya? Kendisini “solcu, sosyalist hatta devrimci” diye tanımlayacağından kuşku duyulmayan Deniz Çakır’ın “benzemek istediği” öykü yazarı/çevirmen Tomris Uyar’dan (1941-2003) yola çıkıyoruz.

Bu yazıya, bir nevi “Parayı Verdi; Düdüğü Çaldı” seyahati de diyebiliriz!

TOMRİS’LE “KİMİN EVİNDE” TANIŞTI?

Ünlü şair Edip Cansever, (1928-1986) Tomris Uyar için “Tomris, rakıyı çok severdi: bense onu…” demişti!

Tomris Uyar’ın Türkçe’ye çevirdiği kitaplardan biri de; Robert Finn’in “İlk Dönem Türk Romanı” (1984; Bilgi Yayınevi) adlı kitabıydı.

Hasan Bülent Kahraman, “Amerika’ya Kar Yağıyor” başlıklı köşesinde (Sabah, 5 Aralık 2007) şöyle diyordu:

“Bu satırları, bin yıllık dostum Robert Finn’in Princeton’daki evinin yer katındaki güzel odasından karşımdaki bahçeyi tepeden tırnağa örtmüş karları görerek yazıyorum…”

Siyaset bilimci Kahraman, 13 Temmuz 2003 tarihli Radikal gazetesindeki köşesinde ise Robert Finn’in “konukseverliğinden” bahsederek, “Tomris Uyar ile vaktiyle Mister Finn’in evinde tanıştığını” yazmıştı!

Bu sütunun kıymetli okuyucuları; Robert Finn ismine aşinadır:

Mister Finn, Haydut Devlet ABD’nin eski kaşar istihbaratçılarındandır!

1962’den itibaren, Türkiye’nin de içinde yer aldığı 139 ülkeye sözde “barış ve kültür elçileri!” olarak giden ve de bu maskeli programda “derin vazife” yapan CIA ile bağlantılı binlerce Amerikan gencinden biriydi!

Amerikan Emperyalizmi için çalışan bu “Barış Gönüllüleri!” kisvesi altındaki CIA elemanları…

“Geri kalmış yahut az gelişmiş ülkeleri güya komünizm tehlikesine karşı korumak” kamuflajı altında faaliyet gösterdiler.

Gittikleri ülkelerde “bölücülük” temelindeki sinsi projeleri uyguladılar.

Bir yandan da, Hıristiyanlık propagandasına giriştiler.

ABD’NİN SOLCULARI&KÜRTÇÜLERİ

Robert Finn, Türkiye’ye muhtelif mesleklerde gönderilen “bin beş yüz” CIA gencinden biri olarak 1967 senesinde Tokat’ın Turhal ilçesinde İngilizce öğretmeni oldu! 1969’da ODTÜ’de görevlendirildi!

Türkiye’yi 12 Mart 1971 muhtırasına koşturan iki yıllık kurgulanmış “iç karışıklık/çatışma” sürecinin başlangıcından bahsediyoruz!

*

Türkiye’de gizli görev yapan CIA’in bu gençleri mi; ülkemizdeki Kürtçülük hareketinin temellerini, tüm dünyada sol veya sosyalist rüzgârların estiği bir dönemde ektiler!

“Devrimci” derneklerin kurulmasına öncülük ettiler: Örneğin, 1969 yılında “Devrimci Doğu Kültür Ocakları” kuruldu!

Gladyo’nun istihbaratçılarınca 60’lı yılların son çeyreğinden itibaren “solcu” yapılarak devşirilen Abdullah Öcalan 1970’te bu DDKO’ya üye olmuştu:

PKK terör örgütünün, ABD ve NATO’ya bütün hücreleriyle bağlı 12 Eylül 1980 askeri diktasının derin bir ürünü olarak sahne almasına “on dört yıl vardı!”

Bu Robert Finn; yıllar sonra 1991’de yani Birinci Körfez Savaşı’ndan birkaç ay sonrasında “Çekiç Güç”ün Diyarbakır Karargâhı’nda yönetici olmuştu!

CIA’İN MUTEMET ADAMI&ÖDÜLLÜ AJANI

1992’de CIA’den “başarılı istihbaratçılığından dolayı” HUMINT ödülü alan Robert Finn; 2002’de Princeton’ın NES bölümüne “Türkoloji Profesörü” olarak döndü!

Kısa bir süre sonra “Haçlı Kralı” İkinci Bush, Ajan Finn’i Afganistan büyükelçisi olarak atadı!

TÜRK EDEBİYATI’NI ÇOK SEVDİ!

Robert Finn’in Türk edebiyatına ilgisi, ajanlık görevinin bir parçası olarak gelişti…

İkinci kez Türkiye’de görev aldığında; 1976’da İstanbul’a “Türkiyat Enstitüsü”ne gelmiş ve bir yıl boyunca Türk Edebiyatı’nı incelemişti. Sonrasında Türkiye’deki birçok meşhur edebiyatçı ile dostluk kurdu!

Yıllar yılları kovalarken; Tomris Uyar, Adalet Ağaoğlu, Orhan Pamuk gibi isimler, Finn çiftinin kadim dostları arasında yer aldılar!

BU “DÜDÜKLERİ” NASIL KULLANDILAR?

CIA’in, muhtelif ülkelerde kültürel alana yakın alakasının ve edebiyat/sanat dünyasını sistematik bir biçimde nasıl kullandığının öyküsünü çarpıcı belgeleriyle anlatan Frances Stonor Saunders’ın “Parayı Verdi Düdüğü Çaldı” adlı müthiş kitabının “kulaklarını” bir de bu yazıyla çınlatalım!

Sahi, şu Deniz Çakır Hürriyet’e “Tomris Uyar olmak isterdim” demişti, değil mi?

ŞALOM YAZARI “ROCKEFELLER BURSLU” KAHRAMAN’IN YAKIN DOSTU CIA ELEMANI, BÜYÜKELÇİ ROBERT FINN KİM?