livaneli_rubicon_isyan_hain_erdogan_darbe_manset_1

“RUBİKON GEÇİLDİ” DİYEN LİVANELİ, ERDOĞAN’I “İSYANCI” VE “HAİN” İLAN ETTİ

DOSYATV.COM / HABER-YORUM

FETÖcü, PKK’cı, Soros’çuların gençleri isyana davet eden “Aksaçlılar Sesleniyor” muhtırasında imzası olan Zülfü Livaneli, Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması sonrası içindeki nefreti kustu. “Dün Rubikon geçildi!” diye tweet atan Livaneli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “isyan”cı ilan ve “hain” ilan etti.

Livaneli’nin “Rubicon-Rubikon” göndermeli tweet’ine kendi taraftarları dahil birçok kesimden tepki geldi. CHP zihniyetindeki takipçileri Livaneli’ye, “Günaydın. Yeni mi anladınız geçildiğini” derken, bazı isimler de tarihte Rubikon’u geçen efsane isim Sezar’la Erdoğan’ın aynı akıbeti paylaşması dileklerini yazdı.

Livaneli ve ekibinin umut bağladığı “Brutus” kim?

Doğu Roma, İstanbul’un fethiyle tarihe gömüldü. Fatih Sultan Mehmed ve devamında gelen hakanlar, artık bir özel isimden çıkıp “hükümdar” anlamında “sıfat” olarak kullanılan “sezar-kayser” kelimesini Kayser-i Rum (Roma İmparatoru) şeklinde unvanları arasına aldılar.

Livaneli, bu tehdidi ile neyi amaçlıyor, nerede olduğu belirsiz derin “Roma Senatosu”nda kimleri harekete geçmeye çağırıyor?

PEKİ RUBİKONU GEÇMEK NE DEMEK?

Milattan Önce, 49 yılında Romalı komutan Julious Sezar, Senato’nun emrini dinlemeyip bu dereyi askerleriyle geçmiş ve iktidarı ele geçirmişti. O günden bu yana geri dönüşü olmayan kararlı bir davranış için “Rubicon’u geçmek” deyimi kullanılıyor. Deyim adını İtalya’da bulunan Rubicon nehrinden alıyor. Roma Cumhuriyeti’nde komutanlar askeri birlikleri ve askeri kimlikleri ile başkente giremezdi. Bu demokrasiye aykırı bir eylem gibi görüldüğü için Roma şehir sınırlarından biri olan Rubicon nehrini geçmek askerlere yasaklanmıştı. Deyimin aslı buradan geliyor.

Yani, Roma’yı ele geçirmek ve darbe yapmak isteyen “isyancı” komutanlar ilk eylem olarak bulundukları karargahtan çıkarak Rubicon’u askeri birlikleriyle geçiyor; yani “gemileri yakmış” oluyordu. O andan sonra “ya devlet başa, ya kuzgun leşe” hükmü geçerli olacaktı. Artık, “Ok yaydan çıkmış” oluyordu.
Tarihteki olayda, Sezar, Pompey (Pompeius) ve Cassius Romalı komutanlar olarak “birinci triumviralık” denen üçlü ittifakı kurmuşlardı. Sezar, yeni ilhak ettiği Galya bölgesini, Pompeius İspanya’yı, Crassus ve Cassius da Suriye’yi yönetecekti. Fakat Crassus suriye’ye gittiğinde, burada şok bir baskınla öldürüldü. Üçlü ittifaktan Sezar ve Pompeius kalmıştı. Senato, Sezar’la arası açılan Pompeius’u tek konsül olarak atadı ve Sezar’a “Galyayı terk et, ordularını lağvet ve kente silahsız şekilde gelip teslim ol. Teslim olmazsan vatan haini ilan edileceksin.” şeklinde ultimatom verdi. Sezar, peşine ordusunu takıp Roma’ya yürüme ve Rubicon nehrini ordusuyla geçme kararı aldı. İşte tarihteki bu büyük yürüyüşe “Rubicon’u geçmek”, yani “geri dönüşü olmayan bir yola girmek” deniyor. Sezar’dan böyle bir hareket beklemeyen  ve o sırada Yunanistan’da olan Pompeius ile Senato hazırlıksız yakalanmıştı. Sezar, Roma’yı ele geçirdi ve kendini yönetici olarak tayin ettirdi.

Sezar (Caesar) Senato tarafından diktatör ilan edildiğinde 11 günlüğüne bu pozisyonda durdu. Daha sonra 10 yıllığına en sonunda da “dictator perpetuo (ömür boyu diktatör)” ilan edildi. Ancak sadece 2 ay sonra en güvendiği isim Brutus’un de içinde bulunduğu bir kompla ile suikast sonucu öldürüldü.

İŞTE ERDOĞAN’I İHANETLE SUÇLAYAN LİVANELİ’NİN MESAJINA GELEN TEPKİLER