MUSTAFA AYDIN
DOSYATV / ÖZEL HABER
Rafael Rıfat Sadi, İstanbullu bir Yahudi. İsrail Batyam bölgesinde yaşıyor. Oda TV sitesinde yıllardır yazıları yayınlanan Rafael Sadi, facebook adresinden yaptığı sürpriz bir çıkışla 2. Dünya Savaşı döneminde Türkiye’yi Sabatayların yönettiğini ve Almanların işgalinden Türkiye’yi yine Sabatayların kurtardığını ileri sürdü. Sadi, bununla da kalmadı Sabatay Sevi’nin Yahudilik tarihin son 2 bin yılda yetiştirdiği en önemli isim ve MESİH olduğunu iddia etti. Rafael Sadi, Doğrucu Davut mahlaslı 2006 tarihli bir yazıyı yeniden paylaştı. Bir “klasik” Yahudi’nin Sabatay Sevi’yi “Mesih” olarak kabul edip lanse etmesi ve diğer Yahudileri ona tabi olmaya davet etmesi şaşırtıcı bulundu.
SADİ’NİN YAZISI GELARDİN’İN KİTABINDAN İNTİHAL ÇIKTI
Rafael Sadi’nin facebook hesabından paylaştığı “Doğrucu Davud” mahlası Eylül 2016 tarihli yazıda 2. Dünya Savaşı esnasında Türkiye’deki egemen güçlerin Sabatay Sevi’nin müritlerinden oluştuğu belirtildi. Dikkat çeken yazıda Hitler’i oyalayan Türk siyasilerin Sabataycı olduğu ve Türkiye’deki Yahudileri katliamdan kurtaranın Sabatay’ın müritleri olduğu ve ona tüm Yahudilerin minnet duyması gerektiği kaydedildi.
Errol Gelardin.(1936-) İzmirli olan H. Errol Gelardin, Sabataycı Selim’in Öyküsü, Kod Adı: SOD ve Gölge Asker kitaplarıyla bilinen bir isim. Gelardin, din olarak Museviliğe inanmadığını ve ateist olduğunu yazan, hahambaşı Haleva’yı hakarete varan ifadelerle eleştirmesiyle tanınan bir yazar.
Rafael Rıfat Sadi’nin eski paylaşımını yeniden gündeme getirmesi sonrası yazının asıl sahibinin Errol Gelardin adlı İzmirli bir yazar olduğu ortaya çıktı. Türkiye Yahudisi Gelardin, Rafael Sadi’yi kendi kitabında yer alan yazıyı kaynak göstermeden yayınlamakla suçladı. Gelardin, “Adımı ve kitabımın adını yaz lütfen. Yazının çoğu benim Sabataycı kitabımdan alınmış. Bu. Yasaktır. ” diye facebook paylaşımının altında tepki gösterdi. Rafel Sadi bunun üzerine, “Memnuniyet ile… Sabetaycı kitabının yayın tarihi neydi?” diye sordu. Sabataycı Selim’in Öyküsü adlı kitap, 04.04.2004 tarihinde yayınlanmıştı. İntihal yüzünden özür dilemek zorunda kalan Rafael Sadi, “Sağol. Sana mesaj geçtim, oku lütfen” diye cevap vermek durumunda kaldı.
İşte Rafael Sadi’nin paylaşımı ve yaşanan polemikler
***
SABETAY SEVİ: ANLAMI VE TARİHTEKİ KONUMU
Yazan: DOĞRUCU DAVUD
Eylul 2006
Hitler’in Nazi panzerleri Istanbul’a birkac saatlik mesafede, Kapikule sinirinda sirayla dizilmis haldeyken, TR-Y’lerinin Alman soykirimindan kurtulmus olmasi, kuskusuz tarihin ender mucizelerinden biridir! Eger boyle bir mucize yer almasaydi, tabii ki, ne anne-babalarimin kusagi hayatta kalirdi, ne benim gibi bir savas-sonrasi kusak dunyaya gelirdi, ne de onlarin soyundan gelenler… Ikinci Dunya Savasi donemi 80,000 civarinda bir nufus ifade eden TR-Y cemaatinin sonu, Selanik-Y’leri gibi olur, bu operasyon Auschwitz insan-katliami fabrikasinin bir haftalik “uretim” kapasitesinin bile altinda kalirdi!
Koskoca Alman ordulari nasil olur da boyle bu kadar zaman Edirne sinirinin onunde saplanip kaldi? Anadolu ustunden Irak petrollerine ulasacagina, Suriye ile Filistin uzerinden Suveys kanalina erisip Ingilizler’in can damarini kesecegine, sonuc olarak taa Pakistan-Hindistan’a kadar dunyanin yarisi kadar bir bolgeye hakim olacagina…
Hitler, Azeri petrollarina kuzeyden ulasmak uzere Stalingrad’a saldirmak zorunda kaldi ve oranin korkunc sogugunda bildigimiz gibi Alman ordusunun buyuk kismi telef oldu – ve Hitler savasi kaybetti!
——————–
KAYNAKLAR:
– “How Hitler Could Have Won World War II: The Fatal Errors that Led to
Nazi Defeat”, by Bevin Alexander; Crown Publishers, New York, 2000;
(Pages 47-60);
– “How Hitler Could Have Won the War: The Drive for the Middle East,
1941″, by John Keegan; Appearing in “What If: The World’s Foremost
Military Historians Imagine What Might Have Been”, Robert Cowley
(Editor); Putnam, New York, 2001 (Pages 295-305)
http://www.amazon.com/What-If-Foremost-MILITARY-Historians/dp/0425176428/ref=pd_bxgy_b_img_b
———————
Iste yukardaki bircok tarihci gibi, bu tarihi muamma beni de yillarca
mesgul etti…
Cunku bence bu muammanin temelinde derin, cook daha derin, nedenler
yatiyor.
Ne kadar mi derin? Taa, uc-bucuk yuzyil once olup bitenlere varacak
kadar derin!
TAA, SABETAY SEVI’YE VARACAK KADAR DERIN!
Gelin ne demek istedigimi izah etmeye calisayim:
Ikinci Dunya Savasi boyunca, TR’nin siyasal, diplomatik, askeri,
kulturel, akademik, ticari, mesleki elitinin buyuk cogunlugunu –
bakanlar kurulunun hemen hemen tamami dahil olmak uzere –
S’ci-kokenliler olusturuyordu.
Bu zumre ise cok iyi biliyordu ki, eger Hitler TR’ye girseydi, onlarin
da akibeti TR’deki Y’lerin akibetinden degisik olmayacakti!
Zaten o zaman dahi biliniyordu ki, Almanlar, Bati Trakya’ya girdigi
zaman, Mubadele dishinda kalmis bu yoredeki S’ci-kokenliler, hemen Y
olarak ihbar edilmis ve bolgedeki diger Y’lerle birlikte topyekun
Auschwitz’e yollanmisti (bugun Auschwitz’te gordugumuz kurbanlar
listesi arasinda, Bati tarihcilerinin hala cozemedigi Ahmet, Mehmet
gibi Musl isimlerinin bulunmasinin sirri iste budur).
Bu nedenle, devrin TR liderleri canlarini dishlerine taktilar,
allem-kallem ettiler, bazen tatli dil bazen – 1 milyon TR askerini
silah altina almak gibi – kaba tehditler kullanarak, binbir dereden su
getirdiler, ve eninde sonunda Hitler’i TR’ye saldirmaktan alikoydular!
Dolayisiyla, savasi surdurebilmek icin petrol kuyularina erismek
zorunda olan Hitler, TR uzerinden Irak petrollerine ulasmak umidini
yitirdi. Onun yerine, Baku petrollarina ulasmak uzere Stalingrad
guzergahini kullanmak zorunda birakildi… Oranin karinda-kishinda
ordusu harap oldu… ve savasi kaybetti.
Ishin sonunda, TR’nin S’cilari, kendi postlarini kurtarayim derken,
arada:
– TR kurtuldu (kendi anne-babamin da birer ferdi oldugu tum TR-Y’leri
dahil olmak uzere)!;
– Nazilerin TR uzerinden kolayca erisip yok edecegi IL kurtuldu!;
– Dunya kurtuldu!
Kisacasi, dunyanin ve Y’lerin en buyuk soykirimci canavari Hitler’in,
yenilmesine ve yokolmasina, Sabetay Sevi’nin muritleri neden oldu!
Ve Sabetay’in 1667’de kurdugu mekanizma, uc yuzyil kadar sonra, IL’i
kurtardi ve tum dunyayi kurtardi!
Simdi sorarim size:
BUTUN BU KURTULUSLARI GERCEKLESTIREN
INSANA, MESIH DEMEYIP DE NE DEMELI?
———-
Ben dunyayi ve tarihi, dini ve gayri-dini diye ikiye ayirmiyorum.
Ben dunyada gelmis gecmis olaylara, gercekci bir sosyo-ekonomik
mercekten isik vurmaya calisan bir tarih yorumcusuyum.
Bu yaklasima gore, Sabetay Sevi, benim gozumde bir ideologdur, bir
vizyonerdir, bir ulusal liderdir.
Gerceklesmesine neden oldugu tarihi olaylar dizisi gozonune alininca,
Sabetay bence kesinlikle:
– Roma surgununden Herzl donemine kadar gecen 18 yy boyunca, Yahudi
ulusunun ortaya cikardigi en buyuk ulusal ve Siyonist liderdir!
– Cagdas laik-Siyonist ideolojinin gercek kurucusudur!
– Benim de bir ferdi oldugum Osmanli-Sefarad milletinin, 500 yillik
tarihi boyunca dunyaya getirdigi en buyuk tarihi kisilik ve liderdir!
– Turk ulusu tarihini, Turkler’in Islamiyet’e girisinden beri en
fazla etkiliyen ruhani ve ulusal liderdir!
Bu buyuk tarihi kisilik, Osmanli-Sefaradlari olarak bizim icimizden,
bizim kendi bagrimizdan cikti!
Yine tamamiyle din-disi ve tarihsel bir acidan soyluyorum:
GELIN, TR-Y’LIGININ
BAGRINDAN CIKAN
BU EN BUYUK ADAMA
SAHIP OLALIM,
ONDAN GURUR DUYALIM!
——–
NOT:
Bu arada shunu belirteyim ki, bu turden tarihi gelismeleri teshis etmek icin dindar olmaya gerek yoktur (ben degilim). Inanc konularinda benim yaklasimim doga-ustu degil, salt sosyo-psikolojik prensiplere dayanir. Cunku onemli olan inanclarin gercek olup olmadigi degil, bu inanclarin — dogru olsun, yanlis olsun — bir inanc olarak insanlara nesiller boyu verdigi sosyo-psikolojik guc ve ayni inanc gucunun bu insanlara yaratmak olanagini verdigi olay dizisidir.