atilganbayar_tuhaf_donusler_manset_yeni_1

ATILGAN BAYAR’IN TUHAF “DÖNÜŞLER” HİKAYESİ!

DOSYATV / ANALİZ

“Bir son dakika gelişmesiyle karşınızdayız sayın okurlarımız: Siyasi yelpazedeki baş döndüren dönüşleriyle bilinen Atılgan Bayar, dün yeni bir dönüş yaptı! Ayrıntılar az sonra..”

“Atlı Karınca”nızdaki yerinizi aldıysanız, Atılgan Bayar’ın “Tuhaf Dönüşler Hikayesi”ne başlayabiliriz. Son mahalli seçimlerde CHP ve Ekrem İmamoğlu’na çalışan, seçim sonrası Demokrat Parti’ye danışman olan Atılgan Bayar, İdlib harekâtıyla birlikte “Büyük İhanet Var” diyerek yeniden hükûmet saflarına dönüş yaptı. Yapsın tabii önemli değil de, bu kadar hızlı “dönmesi” takip edenlerin ve bizlerin de başını döndürüyor. Öyle hızlı yer değiştiriyor ki dinlemeye karşı özel geliştirilmiş frekans atlamalı-“kripto”lu telsizler bile onun kadar hızlı frekans-kripto değiştiremiyor!

“Dönmek” konusunda Atılgan Bayar’la herhalde twitter’ın bir başka fenomeni Ömer Turan yada 90’lı yılların “Fırıldak Kubi” lakaplı hızlı siyasetçisi merhum Kubilay Uygun yarışabilir. (Anekdot: Kubilay Uygun, bir sabah evden çıkarken eşine, “Beni öğleden sonra partiden ararsın canım” der. Eşi, “Hangi partiden?” diye sorunca, “Doğru. Belli olmaz. Sen yine beni cepten ara!” diye cevap verir.)

Atılgan Bayar da öyle..

Biz mesela bu analizi onun “Erdoğan saflarına” büyük bir coşku içinde dönüş yaptığı şu son gelişme üzerine yazıyoruz. Ancak bu yazıya son noktayı koyduğumuzda Atılgan Bayar’ın dünkü çizgisinde kalıp kalamayacağını da bilemiyoruz. Bu ifademizi abartılı bulanlar, yazımızı okuduklarında bize hak vereceklerdir.

Twitter’ın fenomen isimlerinden olup peş peşe 6 hesabı [*] FETÖcüler tarafından kapatılan Mustafa Aydın/Tırsak Tâci (@tirsaktaci), son yıllarda Atılgan Bayar’ın gerçek kimliği ve bağlantıları ile ilgili defalarca paylaşım yaptı. Ancak ne adli açıdan ve ne de Atılgan Bayar cephesinden her hangi bir geri dönüş olmuş değil.

Son dönemde twitter’da @arsiv_TT hesabını kullanan [**] Mustafa Aydın, Atılgan Bayar’la ilgili 26 Ocak 2020’de yine benzer paylaşımlarda bulundu. İddiaları yenilir yutulur cinsten değildi. Aydın, Bayar’ın FETÖ’nün firari asker imamları Hamdullah Bayram Öztürk ve Mustafa Kemal Sungur ile özel ilişki içinde olduğunu ileri sürüyordu. Takipçileri “FETÖ’nün en gizli prenslerinden” olarak lanse edilen Atılgan Bayar’ın cevap vermesini ya da dava açmasını beklediler ancak o yine Tırsak Taci’yi twitter’da engellemekle yetindi.

FETÖ’NÜN EN HAS BİRİMİYLE İRTİBATLI BİR PRENS Mİ?

Mustafa Aydın, @arsiv_TT hesabındaki zincir-twitleriyle Atılgan Bayar’ın hikâyesini şöyle anlatmıştı:

“28 Şubat’ın en civcivli döneminde -FETÖcülük yüzünden TSK’dan atılan- ve daha sonra Aksiyon’a GYY olan Mustafa Kemal Sungur tarafından Aksiyon’a yazar yapılmıştır. Kırk Ambar köşesinde Cemal Atılgan takma adıyla cunta destekçisi yazılar yazmıştır. Mustafa Sungur, kendisini Aksiyon yayın kuruluna tanıştırdığında, “Geleceğin Fatih Çekirgesi (yani cunta sözcüsü) olacak” demiştir. O toplantıda birçok editörle birlikte en fazla Mustafa Aydın, takma isimle yazı yazmasına karşı çıkmış, Atılgan Bayar bir daha Aksiyon toplantılarına katılamamış ama “Askerin odunu aha da bu kadar!” yollu yazılarına utanmadan devam etmiştir. Atılgan Bayar, Jandarma ve Emniyet’in gizli komutanlığını (mahrem imamlık) yapan Hamdullah Bayram Öztürk ve Mustafa Kemal Sungur’la birlikte çalışan en özel prenslerdendir.”

“28 Şubat’ta cuntacılık yapan Atılgan Bayar, Tuncay Opçin le aynı yerde değil ama aynı birime bağlı idi. Cuntacı eleman 2000 yılında Aksiyon dergisi (FETÖ) tarafından lanse edilerek 3. Cumhuriyetçi, liberal demokrat ilan edildi iyi mi? İyi de kim bu adam ki? Niye ki?”

“28 Şubat geçti, 27 Nisan E-Muhtıra’sı verildi. Ardından Erdoğan rest çekip, seçim kararı aldı ve KAHİR EKSERİYETLE seçimi kazandı. Peki, cuntacı Atılgan Bayar ne yazdı? Yine darbeci cuntacı ağzıyla yüzde 49’luk seçim zaferi sonrası halkı aşağılayan şeyler yazdı!

ATILGAN BAYAR HEP FETULLAH GÜLEN’İ KORUDU

“Peki, Atılgan Bayar, Fetullah Gülen tartışıldığı zaman ne yazdı köşesinde? Ait olduğu desteklediği cunta lehine ve FETÖ aleyhine mi yazdı? Tabii ki hayır! Gülen’i savundu, ‘onlar şeffaf, radikal değil, gizli yönleri yok’ diye yazdı? Halka karşı haşin, FETÖye karşı niye ‘yumuşak’ ki!”

“Cemal Atılgan Bayar, ses versene. Abilerin FETÖ imamları Hamdullah Bayram Öztürk ve Mustafa Kemal Sungur ile hangi programla görüşüyorsun?”

https://www.haberturk.com/yazarlar/atilgan-bayar/212592-ne-olacak-bu-fethullah-gulen-korkusu

ATILGAN BAYAR, HER DAİM CUNTACILARI DESTEKLEDİ

–  2007 seçimlerinden önce chp’ye oy verilmesi için kampanya düzenlemiş, insanlara şöyle seslenmişti:

“AKP iktidarına karşı direnç alanının merkezini o inşa ediyor”, “Deniz Baykal’a oy ver” http://www.haberturk.com/…bani-sev-esini-sev-oy-ver

– Yine 2007 seçimlerinden önce “AKP’nin yol açtığı tehlikelere” işaret etmişti:

“AKP laisiteyi bunalıma sürüklüyor”
“Bağımsız bir dış politika geliştiremiyor”
“Türklük kavramını tartışılır kılıyor”
“Ulus-devleti tehditlere açık hale düşürüyor”

(Bayar, sonraki yıllarda “Müslüman Roma” diye kitap yazıp Türkçülüğün yanında Neo-Osmanlıcılık-Neo İslamcılık da yaptı.)

2007’DE SANDIKTA YÜZDE 49’LA ŞAHLANAN HALKA HAKARET ETTİ:
SEN KAZANDIN EY KAHREDEN EKSERİYET!

– Atılgan Bayar, 2007 seçimlerinden sonra, “Sen kazandın ey kahreden ekseriyet! Peki neden sevinemiyorsun?” diyerek seçim zaferini aşağılıyor, yüzde 49’luk “kàhir” ekseriyete, “kahreden ekseriyet” diyerek hakarette bulunuyordu. Bayar şöyle demişti:  “Bu seçim sonuçlarıyla kahir ekseriyet değil, kahreden ekseriyet ile gelen AKP iktidarıyla dümen kıracak yazarlardan olmadığımı tahmin edersiniz.” http://www.haberturk.com/…peki-neden-sevinemiyorsun

Böyle dedi ancak maalesef, çok geçmeden “kırmayacağım” dediği o dümeni evet kırmadı ama “pervaneye” çevirdi ve yeniden Ak Parti’nin sularına doğru yanladı.

– 2007 27 Nisan e-muhtıra sürecinde Ak Parti’nin kapatılması yönünde kulisler yapıyor; Vural Savaş’ı ve Sabih Kanadoğlu’nu konuşturarak Ak Parti’ye dönük kapatma davası öncesi zihinleri buna hazırlıyor ve şimdi dava konusu olan “e-muhtıra”yı “demokratik çerçevede açıklama” diye tanımlayıp şöyle yazıyordu:

“Genel manzaraya baktığımız zaman çıkan sonuç ise şu: Türkiye’de asker, demokratik çerçeve içinde bir açıklama yapıyor, rahatsızlık noktalarını örnekleriyle anlatıyor. Yargı, görevini hiçbir etki altında kalmadan hukukun gerektirdiği çerçevede yapıyor. Evet AKP hakkında deliller toplanıyor ama bu her zaman her parti için uygulanan prosedürden farklı değil.” http://www.haberturk.com/…kapattirmaya-mi-calisiyor

– Aynen 28 Şubat döneminde yaptığı gibi 27 Nisan e-muhtıra sonrasında da yine jakoben güçlerin sözcülüğünü  üstlenip Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’ün tesettürüne dil uzatıp cumhurbaşkanı eşi olacaksa peruk takmasını önerebiliyordu:
http://www.haberturk.com/…nnisa-hanim-peruk-takacak
http://www.haberturk.com/…ayar/213052-duble-takiyye

BAYAR’A GÖRE CUNTACILAR “DEMOKRAT”MIŞ!

“Ordu bizim ordumuz. Hiçbir zaman yıpratılmasını istemeyiz. Ama memleketimizi geri götüren, enerjisini boşa harcatan ve şimdi birçoğu dava konusu olan cuntalar ve ara rejim özlemlilerini de savunamayız.”

Ama Atılgan Bayar her daim onları savundu. Mesela askerin, 27 Nisan e-muhtıra döneminde saman altından su yürütüp medya ve sivil toplum kuruluşları eliyle algı yönetimi yapmasını “demokrat” bir davranış olarak gördü ve şöyle yazdı:

“Türk Silahlı Kuvvetleri’nin postmodern süreç içindeki pozisyonu, halkın taleplerini göz önünde bulunduran tek kurum olmaklığıyla demokrat bir anlam kazandı” https://www.haberturk.com/gundem/haber/21753-tsk-akp-anavatan

Yargının Ak Parti’yi o dönem kapatmak için aleyhine delil toplamasını ve aslında “delil uydurmasını” normal buluyor, işin garibi Cumhurbaşkanlığı oylamalarında Meclis’e girmeyen Anavatan Partisi’nin “geleceğin yıldızı” olduğu öngörüsünde bulunuyordu. (Bilindiği gibi nefret toplayan o tavırdan sonra ANAP ortadan kalktı, Erkan Mumcu da siyaseti bıraktı! Yani, Bayar’ın “Maşallah” dediği, üç gün yaşamıyordu!) http://www.haberturk.com/…st-anavatan-milli-liberal
– Atılgan Bayar, yine şaşırtmıyor “Derin Devlet’in ülkenin en temiz yeri” olduğunu iddia edebiliyordu. “Derin Devlet” neresi ise, demek ki orayı çok iyi biliyordu ve “temiz”liği konusunda kefil olabiliyordu: http://www.haberturk.com/…emiz-yer-derin-devlet-ise

– 2012’ye gelindiğinde ise “dönmeyeceğim” demesine rağmen bir kez daha dönüp, sırtını paşalar gibi iktidara dayamış, iktidar sempatizanı yeni bir genç kitleye analizler “kasarak” yine ahkâm kesiyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “Halife” olarak ilan edip, kendisinin biat ettiğini de duyuruyordu. Şöyle diyordu: “Erdoğan’ın son makamı, dünya Müslümanlarının biat ettiği küresel sivil liderlik olacaktır!”

Twitter’da birkaç hesap değiştirdi. Her daim merak edilen bir isim olduğu için de bunu paraya tahvil etmeye çalışarak, “Beni takip etmek isteyen şu hesaba 10 TL yatırsın” bile dedi. Uzun süre bu konuda direndi ama “merak”ı paraya “tahvil” edemediği için “10 TL” kampanyasını sonlandırmak ve hesabını “meraklı fakirlere” açık hale getirmek zorunda kaldı.

ATILGAN BAYAR DARBEYİ BİLİYOR VE BEKLİYORDU

Yıl 2015-2016’ya geldiğinde Atılgan Bayar’ın yine döndüğünü ve bu kez Davutoğlu’nu ateşli şekilde savunurken görüyorduk. Erdoğan’ın altını oymaya çalıştığı, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde “tek başına iktidarı” değil, Erdoğan’dan kurtulabilmek için “koalisyonu” hedefleyen Davutoğlu, Mayıs 2016’da “tek darpla” tasfiye edildi. Atılgan Bayar, Davutoğlu’nun tasfiye edildiği gün (5.5.2016) “Ahmet hoca’yı yalnız bırakan bizden değildir” diye yazdı. Ancak bu tepkisinin en masum olan cümlesiydi. Davutoğlu gibi şoka giren yancıları, o dönem “şatahat” nev’inden çok sözler söylediler.

Bayar o günlerde öyle twitler attı ki, bir insanın “ayık” kafayla öyle şeyler yazması mümkün değildi. Aynı dönemde milletvekili ve genel başkan bile değilken, “Ben başbakan olucam, ben!” diyen Meral Akşener gibi konuşuyor ve olağanüstü şeyler olup, Erdoğan’ın gidip Davutoğlu’nun kısa süre içinde “Başkan” olacağını yazıyordu:

“Sürece müdahale edilmezse Erdoğan başkan olamayacak” (6 Mayıs 2016)

“Davutoğlu Başkan olacak!” (8 Mayıs 2016)

“Davutoğlu, Türkiye’nin ilk başkanı mı olacak, ikinci başkanı mı?” (8 Mayıs 2016)

“Bekleyin, 6 ay sonra o fırsatçı fitne ekibinden kimse kalmayacak ortada. Biz ise yine aynı yerde olacağız biiznillah.” (10 Mayıs 2016)

ERDOĞAN’I YENİDEN HALİFE İLAN EDİP BİAT ETTİ, AMA YİNE ÇARK EDİP OY VERMEDİ!

2017 yılına gelindiğinde ise yine müthiş bir dönüş ile resmen aylardır dediklerini bir anda o dememiş gibi sanki Binali Yıldırım’ın danışmanıymış gibi tweetler atmaya başladı. 2018 Başkanlık seçimi yaklaştığında Atılgan Bayar yine formundaydı. Erdoğan’ı, ümmetin “de facto Halifesi” olarak ilan ediyor ve tabii ki yine öncelikle kendisi biat ediyordu. “Oylar AKP’ye değil, Erdoğan’a” idi. Takvimler çok değil Mayıs-2018’i gösterdiğinde ise bir sözüne kızıp halife olarak biat ettiği Erdoğan’a da artık “oy vermeyeceğini” açıklayarak meşrû halifeye isyan eden “bâgîler” safına geçiyordu!

Takipçileri Atılgan Bayar’ı izlerken muhtemelen “emedur” cinsi bir bulantı hapı kullanıyordur. (Bu yazıyı okurken başı dönenlere de en azından kuru nane çiğnemelerini de önerebiliriz.)

O dönem (Nisan-2018) bir siteye konuştu ve ilk kez doğru bir tespitte bulundu: “Gezi, Abdullah Gül full iktidar olsun diye yapılan bir hareketti.” dedi. Bunu diyebilen bir insanın daha sonraki süreçte Halife dediği Erdoğan’ı devirmek isteyen koalisyona niye destek olabildiğini anlamak mümkün mü? Tabii ki, değil.

2019 mahalli seçimlerinde Ekrem İmamoğlu için çalıştı, onun için klip bile çekti. Seçimler geçti, kendisini bu kez Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın yanında gördük. DP’nin iktidar olacağını, önünün açık olduğunu söylüyordu ve işler kendisi açısından aslında iyi de gidiyordu. Ta ki Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerine hakaret edene kadar. O yakışıksız sözleri söyledi ve DP içindeki Nurcuların hiçbir kıymetinin olmadığını ifade etti. Ne olduysa ondan sonra oldu ve “Nurcuların gücü yetiyorsa atsınlar ;))” sözlerinden sonra FETÖ destekçisi Yeni Asya’cı Nurcular o zayıf halleriyle bile, Atılgan Bayar’ı baskıyla istifa ettirdiler.

27 Şubat 2020 günü itibarı ile Atılgan Bayar Dönüşler Takvimi’ne göre “cemre” düşmüş olmalı ki yeniden Erdoğan saflarına döndüğünü ilan etti. Düne kadar HDP-CHP koalisyonuna kendisi propaganda desteği vermemiş gibi TSK’nın Suriye’deki harekâtını hamasi cümlelerle övmeye başladı. Şöyle yazdı:

“Tamam. Mesafe buraya kadar. Damat’a rağmen, Hilal’e rağmen, yaptığı tüm hatalara rağmen Erdoğan’ın yanındayım. Karşısındaki ihanet korkunç!” 28 Şubat 2020

“Yeniden Erdoğan. Büyük İhanet’e karşı, bütün hatalarına rağmen Yeniden Erdoğan!”

Okurlarının tepkisini “Hatalar düzeltilir, ihanet düzeltilemez!” gibi yine hamasi sözlerle sakinleştirmeye çalıştı. Ancak insanların başı dönmüştü bir kere. Tepkiler sıradışı ve mizahiydi. En ilginç olanı bir takipçisinin, “Ticari. Bekleme yapma!” şeklinde olanıydı.

Biz bu yazıyı yazarken yorulduk ve başımız döndü ey okur!

Siz ne durumdasınız bilemiyoruz.

Bizi ve “Atılgan Bayar’ın Tuhaf Dönüşler Hikayesi”ni izlemeye ama bu arada mutlaka en azından kuru nane çiğnemeye lütfen devam edin.

Copyright©

(Not: Kaynak gösterilerek ve link verilerek alıntı yapılabilir.)

[*] Mustafa Aydın’ın Ağustos 2020 itibariyle kapatılan hesap sayısı 16!

[**] Mustafa Aydın’ın Ağustos 2020 itibariyle kullandığı twitter hesapları: @mustafaaydin_TT ve @dosyatvcom2

*****

BU DOSYA HAZIRLANDIKTAN KISA SÜRE SONRA ATILGAN BAYAR YİNE “DÖNDÜ”..

İŞTE O HABER!:

ATILGAN BAYAR’IN TUHAF “DÖNÜŞLER” HİKAYESİ!