Akdeniz_fetocu_MANSET2

2004’TE GÜLEN’E “SÜFYAN DEDİM” DİYEN AKDENİZ’İN YALANI, SİLMEYİ UNUTTUĞU TWEET’LERLE ORTAYA ÇIKTI! AKDENİZ’İN 2012’DEKİ FETULLAH AŞKI VE ERDOĞAN DÜŞMANLIĞI BELGELENDİ!

DOSYATV.COM / ÖZEL HABER

Türkiye kamuoyu Türk Solu Dergisi’ni ve o derginin başındaki Gökçe Fırat Çulhaoğlu’nun sıradışı hikayesini yakından biliyor. Uzun yıllar terör örgütü lideri Fetullah Gülen ve FETÖ aleyhine yaptığı sansasyonel kapaklarla bilinen Gökçe Fırat’ın FETÖcü olduğunun ortaya çıkması “Türkçü Sosyalist” çevrede hayretlerle karşılanmıştı. 15 Temmuz sonrasında içinde bulunduğu çevreye böylesine “şok” yaşatan tek isim Çulhaoğlu değildi. Bylock kullandığı için deşifre olan birçok isim “sızdıkları” parti, dernek, tarikat, cemaat, grup ve organizasyonlarda “en önde gelen FETÖ karşıtı” rolünü en iyi şekilde oynuyor ve “en güvenilen adam” olarak itibar görüyordu. Bylock, onların peçesini düşürmüştü.

Şimdi buna benzer “kripto FETÖcü” hikayesi, “FETÖ karşıtı” söylemlerle hükümet üyelerinin yanına ve diğer dini gruplara “sızdığı anlaşılan” Süleyman Yasin Akdeniz için de yaşanıyor.
Son dönemde Fetullah Gülen’i “kâfir” ilan eden, hatta “kâfir ilan etmeyeni” bile “kâfir” ilan edecek derecede FETÖ karşıtı olduğu imajı oluşturmaya çalışan Süleyman Yasin Akdeniz’in Fetullah Gülen’e aşk derecesinde bağlı olduğu, onu hasretle beklediği tweet’ler ortaya çıktı. O, Dumanlı’nın bile uzak durduğu dönemde Fuat Avni ekibinden Önder Aytaç’la samimiydi. Ancak, o bugün Gülen’i kâfir ilan ederken bile “boş bulunup” bir üst düzey FETÖcüyü savunmak durumunda kaldı. Hikayesini haberimizde göreceğiniz gibi afişe olmamak için kısa sürede çark etmek zorunda kaldı. Ama artık çok geçti. Dosyatv’nin radarına yakalanmıştı.

Silmeyi unuttuğu tweet’ler yüzünden 2012 yılındaki Hükümet-FETÖ gerilim sürecinde Önder Aytaç’la samimi olduğu ortaya çıkan Akdeniz’in, son dönemde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın yanına sızdığı görüldü.

AKDENİZ, DOSYATV’NİN RADARINA NİÇİN GİRDİ?

Dosyatv haber sitesi olarak, Nur camiasının “Mutlak Vekili” olduğu iddia edilen Hüsnü Bayramoğlu’nun Gülen’in en sadık talebelerinden FETÖCÜ Muhammet Nur Sungur’la Zoom üzerinden yaptığı canlı dersi “skandal” olarak tanımlayıp haber yaptık.
Sungur, haber incelendiğinde ve kupür ve videolarla da ispatlandığı üzere Fetullah Gülen’i “Asrın Sahibi”, yani “Mehdi-Mesih” olarak gören bir üst düzey FETÖcü. Haberimizde, en az Illuminati üyesi Abdullah Aymaz kadar FETÖ içinde ağırlığı olan, 1968’den beri bizzat Gülen tarafından yetiştirilen FETÖ’nün en üst düzey abilerinden Muhammet Nur Sungur için “firari” kelimesini kullandık. Çünkü böylesine önemli bir isim hakkında “soruşturma olmama”“hapiste olmama”, Türkiye’de normal hayatına devam etme gibi bir garip halin olabileceğini öngöremedik. Eğer hakkında bir soruşturma yoksa, hakkında “böylesine üst düzey bir FETÖcüyü koruyabilecek” düzeyde bir HÜSNÜ şehadet devreye girmiş olmalıydı. Sungur, Hüsnü Bayramoğlu ile olan canlı derse İstanbul’daki evinden bağlanmıştı.

AKDENİZ, FETÖ’NÜN EN HAS TALEBESİNİ
SAVUNMAK İÇİN DOSYATV’YE SALDIRDI

İşte Süleyman Yasin Akdeniz’in hakaret ve iftiralarıyla devreye girdiği nokta da bu oldu. Hüsnü Bayramoğlu’nun yeğeni olan Süleyman Yasin Akdeniz, hem teyzesinin kocası olan “enişte”sini; hem de FETÖ’den üst düzey abisi olan Nur Sungur’u savunmaya çalıştı. Sungur için, “masum”“yargılanmamış”“mahkum olmamış” ve “soruşturma geçirmemiş” diyerek, Dosyatv’yi ve Mustafa Aydın’ı Muhammet Nur Sungur’a iftira atmakla suçladı!
Bununla da kalmadı, 30 yıldır medya piyasasında olan; Zaman gazetesinde çalışırken dahi twitter hesabı @tirsaktaci ile yaptığı açık muhalefetle tanınan; Tahşiye Davası’nın bir FETÖ kumpası olduğu noktasında EN ÖNEMLİ ŞAHİT bulunan Mustafa Aydın‘a FETÖ iftirası atmaya başladı. Akdeniz, FETÖ’den abisi olan Nur Sungur aleyhindeki yayınımız sonrası durmadı, Telegram ve Whatsapp gruplarında iftira ve hakaret içerikli foto/montajlar paylaşarak, “Mustafa Aydın’ın Zaman’da çalışırken para aldığı ortaya çıktı!” gibi deli saçması cümlelerle saldırılara devam etti.

Biz de bunun bir “TERSİNE FETÖ OPERASYONU” olduğunu değerlendirerek Süleyman Yasin Akdeniz üzerinde “kazı çalışması” yapmak durumunda kaldık.
Çünkü Akdeniz ve birlikte hareket ettiği “garip bağlantılı” isimler, sadece FETÖ konusunda yaptığı sıradışı haber dosyalarıyla öne çıkan ve askıya aldırmalar yüzünden bugün 16’ıncı twitter hesabını kullanan (@siniredmeyin) Mustafa Aydın’a değil, FETÖ’nün belini kıran Tahşiye Yayınevi çevresinin de “FETÖCÜ!” olduğu yönünde “deli saçması” iftiralarda bulunuyordu.
Topyekün başlayan bu furyanın ap açık bir “FETÖ’nün tersine algı operasyonu” olduğu açıktı. Çünkü yeni zanlılar ve yeni tespit edilen suçlarla 2. aşaması 30 Aralık’ta başlayacak olan Tahşiye Kumpas davası FETÖ’nün belini kıran davaydı. O halde hem tanıklar hem de sanıklar refüze edilmeliydi.

İŞTE BİR FETÖ’CÜNÜN İFŞA HİKAYESİ!

2004’TE GÜLEN’İ SÜFYAN (MÜNAFIK-KÂFİR) İLAN EDEN YASİN AKDENİZ, NASIL OLUYOR DA  2012’DE MİT VE DERSANE KRİZİ SIRASINDA ONA OLAN AŞK VE HASRETİNİ İLAN EDEBİLİYOR? SONRA YENİDEN “ERDOĞAN’CI” OLAN AKDENİZ, NASIL OLUYOR DA ARALIK 2020’DE ÜST DÜZEY FETÖCÜYÜ SAVUNUYOR?

SKANDAL!:
AKDENİZ, ERDOĞAN’I GÜLEN’E KUMPAS KURMAKLA SUÇLUYOR VE “GÜLEN’İ HASRETLE BEKLEMEYİ TERCİH EDİYORUZ” DİYE YAZIYOR!

Birçok insanın FETÖ konusunda uyanması için 15 Temmuz 2016 hain darbesi milat oldu. Mahkemeler ise 17-25 Aralık 2013 polis-yargı eliyle darbe girişimini baz alıyor. Avam için bu iki tarih ölçüt olabilir. Dinin teorik alt yapısını bilmeyen, FETÖ’nün “İslâm’ı nasıl bozduğundan” haberi olmayan geniş kitleler, Gülen’in “gözyaşı büyüsü” ve “Türkçe Olimpiyatları” rüzgârı ile etkilendiler. Gerçeği bilmeyen kişiler için bu tarihlerden önceki destek içerikli yazı ve mesajların mazereti olabilir.

Peki, FETÖ’yü 2004 yılında Nur camiasının tanınan ismi Rüştü Tafral’la birlikte Süfyan olarak ilan ettiğini bugün övünerek anlatan Süleyman Yasin Akdeniz gibi o gün FETULLAH’A KÂFİR diyen biri nasıl olup da 8 yıl sonra 2012’de Fetullah Gülen’e aşk derecesinde bağlanabilir? Erdoğan’ı kumpas kurmakla suçlayabilir? Üstüne üstlük, nasıl Aralık 2020’de en az Abdullah Aymaz kadar FETÖ’de etkin bir isim olan Nur Sungur’u savunarak “masum” olarak ilan edip Dosyatv’ye “FETÖcü” diyebilecek saldırganlığı sergileyebilir?

İşte Akdeniz’in Dosyatvcom sitesiyle yazışmasında ‘beni milletvekilleri bakanlar takip ediyor’ diyerek tehdit ettikten sonra, Gülen’i Rüştü Tafral’la birlikte 2004’te Süfyan olarak ilan ettiğini övünerek anlattığı ifadeler:
(Bu özel mesajı içinde tehdit ve itiraf olduğu için yayınlıyoruz)

S. YASİN AKDENİZ: YIL 2004: GÜLEN SÜFYAN!
S. YASİN AKDENİZ: YIL 2012: “GÜLEN İÇİN HASRET ÇEKMEYE RAZIYIZ!
ERDOĞAN, GÜLEN’E KUMPAS KURACAK!”

Evet, birçok insan, 7 Şubat 2012 MİT Krizi’nden sonra, o yılın haziran ayında düzenlenen Türkçe Olimpiyatları’nın kapanış töreninde Erdoğan’ın Gülen’e yönelik, “Hasret bitsin” şeklindeki çağrısındaki amacın örgüt liderini Türkiye’ye getirerek dış güçlerin etkisinden enterne edebilmek olduğu analizini yaptı. Bu tamamen gerçekti.

ÖNDER AYTAÇ ERDOĞAN’A HAKARET EDİYOR, AKDENİZ DESTEK ÇIKIYOR!

Erdoğan’ın 2012’deki “Hasret bitsin” sözündeki gizli ince operasyonu o dönem “yurtsever” insanlar anlamış ve sevinmişti. Ancak Fuat Avniler ekibinden Önder Aytaç, bu çağrıyı 17 Haziran 2012‘de “kumpas planı” olarak görüp twitter’dan tepki gösterdi. İşte Süleyman Yasin Akdeniz’i ele veren mesajlar da silmeyi unuttuğu bu yazışmayla ortaya çıktı.
Akdeniz, 2004’te Süfyan-Kâfir-Münafık olduğunu söylediği, hatta bunu kitap olarak da yazdığı FETÖ lideri Gülen’in imdadına 2012’de yetişmiş; o dönem samimi oldukları anlaşılan Önder Aytaç’ın bu yorumlarına bakın nasıl destek vermişti:
(O tweet yazışmalarının halen silinmemiş olan canlı linki: https://twitter.com/offkardesoff/status/1231963623209213952

Önder Aytaç:
Hasret bitsin diye değil, kendi yurdunda prangalı sürgün gibi yaşasın diye dönmesini isteyenler, en çok bağıranlar sanırım. Vay ki ne vay!

S. YASİN AKDENİZ:
Hasret ile davet ederler, hasarete uğratırlar. BİZ HASRET ÇEKMEYE RAZIYIZ!

Bir hükümet yanlısı yazara cevaben tepki olarak şunları yazıyor Akdeniz:

“Müddeinin yazısında cemaat neden sessiz vs denilmiş:
CEMAAT MEVLANA’DAN DAHA GENİŞTİR, BİLMEZLER Mİ”

İŞTE O TWEETLERİN VİDEO GÖRÜNTÜSÜ

Bir FETÖcünün 24 Şubat 2020 tarihinde kendisini uyarmasının ardından geriye dönük tüm arşivini ulaşılmaz kılan Süleyman Yasin Akdeniz’in attığı skandal tweet’leri inkâr etme ihtimaline karşı işte o tweetlerin videosu.

Mahremlerine kadar sızmış bu FETÖ aşığını artık Hükümet üyelerinin de himaye etmeyeceğini umarak yazışmaları Cumhuriyet savcılarının dikkatine sunuyoruz:

İŞTE EN MAHREM FETÖCÜNÜN SİLMEYİ UNUTTUĞU TWEETLER!

S. YASİN AKDENİZ’DEN ERDOĞAN VE HÜKÜMETE İFTİRA, FETÖ’YE ÖVGÜ:
“İFTİRA, CERBEZE, KIRDIRMA OPERASYONLARI BAŞLADI!”
“HİZMET DEVRİLMİYOR, GİTTİKÇE BÜYÜYOR!”

Akdeniz FETÖ’yü övdüğü 26 Temmuz 2012 tarihli bu tweet’inde firari FETÖcü Önder Aytaç ve eşi Yasemin (Tecimer) Aytaç’la etkileşim halindeydi. O dönem Aytaç çiftiyle samimi olduğu anlaşılan Süleyman Yasin Akdeniz’in, “dersane krizi”nin yeni başladığı 2012’nin yaz aylarında hükümet aleyhine şu iftiralarda bulunduğu ortaya çıktı:

“Eski zamanda baskı sindirme operasyonu oldu.
Şimdi İFTİRA, CERBEZE, KIRDIRMA OPERASYONU BAŞLADI”

“Fakat toplumsal vicdan gerçeği çok iyi biliyor ve
HİZMET DEVRİLMİYOR GİTTİKÇE BÜYÜYOR” 

SKANDAL!
AKDENİZ’E, FETÖYÜ ÖVEN TWEET’LERİNİ SİLMESİ İÇİN
BİR BAŞKA FETÖCÜDEN “TERSİNE” DESTEK!
AKDENİZ’İN CEVABI:
“HANGİLERİ. LİNK OLARAK ATIN TEMİZLİK YAPALIM İNŞALLAH”
TEMİZLİK BİTİNCE AKDENİZ’DEN FETÖCÜYE: ALLAH RAZI OLSUN!

Akdeniz, 24 Şubat 2020’de bir FETÖ’cünün “tersine” uyarısıyla silinmeden kalmış bazı twitlerini siliyor ve o Fetöcüye “Allah razı olsun” diyerek teşekkür ediyor! Hatta bir FETÖcüden yardım istiyor ve “Hangileri link olarak atın temizlik yapalım inşallah” diyor! Haberimizde ispat ettiğimiz gibi twitter geçmişindeki FETÖ ile ilgili övgü dolu sözlerini sildikten sonra da “Allah razı olsun” diyerek o FETöcüye teşekkür ediyor.
Bu tarz “tartışıyormuş gibi” “tersine uyarı şekli” FETÖ’nün şifreli iletişim sistemine uyuyor. Akdeniz, twitter geçmişinde FETÖ’ye dair ne varsa hepsini siliyor ancak, karşılıklı silmeyi unuttukları bu ilginç etkileşim ve kupürler yüzünden Akdeniz’in peçesi düşüyor!

CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİNE KADAR
“SIZMIŞ” BİR İSİM: SÜLEYMAN YASİN AKDENİZ!

Yasin Akdeniz’in, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın bayram tebrikleri için kaligraflara yazdırdığı fotoğraflı standart tebrik kartlarından birini Beştepe’de himaye gördüğü özel isimler aracılığıyla elde ettiği anlaşılıyor. Akdeniz, özel imzalı bu fotoğrafı “sabitlenmiş tweet” olarak twitter adresinde lanse ederek “nüfuz” kazanmaya devam ediyor. Bu “sabitlenmiş” tweet’e göre Akdeniz, 2012’de “hasretle beklemeye razı olduğunu” açıkladığı Gülen’e “kumpas kuracak” diye tepki gösterdiği Erdoğan’la ilgili bakın bugün nasıl “yağ” dolu cümleler kuruyor:

“Bir Cumhurbaşkanı düşünün ki, benim gibi sıradan bir vatandaşına kadar düşünüyor, sevgilerini yollayarak gönlünü alıyor. Türkiye tarihinde görmüşmüdür böyle bir Reis. Kıymetini bilelim kendimizden çok ona dua edelim. Cidden yükü çok düşmanı şedid. Allah yar ve yardımcısı olsun..”

AKDENİZ, “NÜFUZ SİMSARLIĞI” İÇİN MAHİR
ÜNAL’LA OLAN RESMİNİ DE PROFİL FOTOĞRAFI YAPMIŞ!

Akdeniz’in gerçek yüzü bu skandal tweet mesajlarıyla ortaya çıkmış durumda. Akdeniz, “herkeslerden önce” “ta 2004’te” Rüştü Tafral’la birlikte Fetullah Gülen’i “kafir-münafık ve süfyan” olarak ilan ettiği için övünen bir isim. Ancak silmeyi unuttuğu bu tweetlerle 2012 yılında Önder Aytaç’ın “kankası” ve Fetullah Gülen’in “hasretlisi” olduğu ortaya çıktı. Hatta daha da ileri gidip Akdeniz’in, Erdoğan’a açık açık iftiralarda bulunduğu ve Gülen’e kumpas kurmakla itham ettiği de haberimizle belgelendi.
BU TABLO öyle kolay tevil edilebilecek ve Muhammet Nur Sungur’da olduğu gibi “eniştesi”nin HÜSNÜ şehadetiyle örtülebilecek bir SKANDAL değil.

Akdeniz, 2004’teki gibi bugün de Gülen’i “kâfir”, “münafık” ve “süfyan” olarak ilan ediyor. Bu konuda Gökçe Fırat’tan bile daha cüretkâr! Hatta onu kâfir ilan etmeyenleri bile kâfir olarak görecek kadar “anti-fetö” imaj çiziyor.
FETÖ’nün kripto elemanlarına verdiği “fetva”yı ve her türlü haramı helal eden “batınî fıkıh ve itikadını” bilenler için bu durum şaşılacak bir şey değil. Twitter ortamında hâlen duran (videosunu ve görüntülerini haberimize eklediğimiz) bu tweet’lerden sonra AK Parti genel başkan yardımcısı ve parti sözcüsü Mahir Ünal’ın nasıl bir tepki vereceği merak konusu.
Akdeniz, kendisiyle @dosyatvcom2 resmi twitter hesabından yapılan özel yazışmalarda arkasında bakan ve milletvekillerinin olduğunu belirterek, Dosyatv.com sitesini tehdit ediyordu.
Bu desteğin devam edip etmeyeceğini; ayrıca Akdeniz’e bu himayeyi yapan AK Parti içindeki isimlerin kim olduğunu kısa süre içinde görme imkânımız olacak. Akdeniz’in hâlâ “önemli” isimler tarafından desteklenmesi BENZER BİR ŞAİBENİN DAHA DA YAYILMASINA SEBEP OLACAK!

 

AKDENİZ TÜM TWİTTER GEÇMİŞİNİ TEMİZLEDİĞİ İÇİN ULAŞILAMIYOR!

Akdeniz’in 2015 öncesi tüm tweetlerini sildiği görülüyor. 2010 yılında açtığı @syasinakdeniz adlı hesapla ilgili geriye dönük olarak yapılan aramalar hiçbir netice vermiyor. Yani kupürünü koyduğumuz FETÖcü hesapla yazışmasında ifade ettiği gibi tamamen “temizlenmiş” durumda. Meraklı okuyucular twitter’ın arama bölümüne gelip sağdaki 3 nokta”ya tıkladığında “gelişmiş arama” linkinden 2013 öncesi tweetleri için detaylı arama yapmak isteyebilir.
Ama herhangi bir sonuca ulaşma şansları yok.

ÖRNEK ARAMA METİNLERİ:
Bu linki tarihlerini değiştirerek twitter arama bölümünde yerleştirip, arama yapabilirsiniz:

Dersane krizi dönemi için 2012-2013:

(from:syasinakdeniz) until:2012-12-31 since:2012-01-01

17-25 Aralık FETÖ saldırı dönemi için arama şekli:

(Until:2013-12-25 From:syasinakdeniz)

15 Temmuz FETÖ darbe ihaneti dönemi için arama şekli:

(Until:2016-07-16 from:syasinakdeniz)

Bu “kombin”lerle aramadan bir sonuç çıkmıyor, ancak twitter hesabını değiştirdiğinizde ilgili kişi ile ilgili sonuca ulaşmak mümkün. Örnek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hesabı:
Until:2016-07-16 from:rterdogan

Yine: Until:2013-12-31 From:syasinakdeniz aramasında da tarihleri hesabı açtığı 2010 yılına kadar geri götürseniz de sonuç almanız mümkün değil. Tüm tweet’ler aramaya karşı korunmuş.

SORU: NİÇİN SİLDİ?

Akdeniz’in bu konuda twitter’da çalışan “kripto”lardan yardım aldığı da anlaşılıyor. Akdeniz’in bir FETÖcünün uyarısı sonrası canhıraş şekilde twitter arşivini silmesi ve yaşanan “temizlik” kendisi hakkında ortaya koyduğumuz “kripto FETÖcülük” belgelerini daha da anlamlı kılıyor?
Soru şudur:
HERŞEY NORMALSE, TWITTER GEÇMİŞİNİ NİÇİN SİLDİ?
NEYİ GİZLEMEYE ÇALIŞTI?
Niçin bir FETÖ’cüyü bu konuda uyardığı için teşekkür etti?
Niçin 2004’te Gülen’e Süfyan diyen grupla birlikteydi?
Niçin 2012’de Gülen’e aşık Erdoğan’a düşmandı?
Niçin 2013 ve 2016 darbe dönemi tweetlerini sildi?
Niçin Aralık 2020’de üst düzey FETÖ’cü Muhammet Nur Sungur’u korumak adına Dosyatv’ye ve Mustafa Aydın’a saldırdı?

1 yıldır dersane krizi varken, MİT Krizi sonrası ortalık yangın yeriyken Gezi’de FETÖ ihaneti ortaya çıkmışken bir FETÖ’cü Yasin Akdeniz’de ne görüyor da 12 Eylül 2013’te “#ff” verecek derecede onun takip edilmesini istiyor?

Akdeniz, kimi övmüş ki, hükümeti destekleyen bir twitter hesabı, “Sanırım en tehlikeli ve korkutucu olanı Deccal’i sevmektir” uyarısında bulunuyor ona. Ve o da o tweet’i siliyor!. Akdeniz, tweet’i sildiği için bu uyarıya sebep olan ilginç cümleyi öğrenemiyoruz! Aynen FETÖcü Talha Uğurluel’i memnun eden mesajını artık öğrenemediğimiz gibi?

İşte birçok örneği olan, buraya sadece 3 tanesini alacağımız silindiği için Akdeniz’in iletişimde olduğu FETÖcülere ne dediği anlaşılamayan önemli tweetler:

FETÖ’NÜN İFTİRALARLA KUMPAS KURDUĞU TAHŞİYE YAYINEVİ
GRUBU AKDENİZ’İN DE HEDEFİNDE! ONLARA “FETÖCÜ!” DİYOR!

Akdeniz, FETÖ’nün kumpas kurarak mağdur edip hapse attırdığı Tahşiye Yayınevi çevresini son aylarda “akıl almaz” bir “tersine algı yönetimi” ile “FETÖcü” ilan etmesiyle dikkat çekiyor. Akdeniz, FETÖ’nün mahiyetini ilmi reddiyelerle ortaya koyan Muşlu Mehmed Doğan’a aynen FETÖcülerin 10 yıl önce kullandığı sıfatlarla, “Muşmula Molla”, “Kör Molla” gibi hakaret içerikli kelimelerle saldırıyor. Yayınevinin sahibi FETÖ mağduru yazar Mustafa Kaplan’a da yine hakaret ve iftiralarla yükleniyor.
Akdeniz’in 
bu haberimizden sonra ya kendisinin ya da ABD’deki üst düzey isimlerin devreye girmesiyle kapatmasını beklediğimiz 90 bin takipçili @syasinakdeniz hesabı yanında twitter’da da Ali Çilingir Savran ve Süleyman Yasin Akdeniz hesapları bulunuyor.

DUMANLI’NIN BİLE 2012’DE UZAK DURDUĞU,
O DÖNEM YAZISINDA ERDOĞAN’A KÜFÜR
EDEN ÖNDER AYTAÇ VE EKİBİNDEN EKREM
DUMANLI BİLE UZAK DURUYORDU! AKDENİZ’İ
BU EKİPLE SAMİMİ YAPAN ŞEY NEYDİ?

2012 yılı Türkiye siyasi tarihi açısından önemli kırılma noktalarından birini oluşturuyor. 2010 yılında Mavi Marmara olayı yaşanmış, hükümet katliamcı tavrı sonrası İsrail’le “diplomatik savaş” moduna girmişti. O dönem Fetullah Gülen, İsrail’i “uluslararası sularda bile” otorite olarak kabul edip itaat istediği için Türkiye kamuoyunun nefretini toplamıştı. Gülen’e olan nefreti canlı yayında yaptığı duygusal bir konuşmayla yumuşatan isim ise Bülent Arınç’tı.
Kamuoyu çok fazla detay bilmese de gazeteciler ve siyaseti yakından takip edenler Erdoğan’la Gülen örgütü arasındaki kapışmayı 2012’de yakından takip ediyordu.
Mehmet Ali Birand, daha 2010 yılında yazdığı bir yazıda FETÖ’nün başına gelecek soruşturmaların ipuçlarını veriyordu.
2012 yılının 7 Şubat günü ise bilindiği gibi MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın hedef alındığı ilk ciddi “huruç” hareketi gelmişti. Tüm bu işaretler ortadayken, “Topsakal Çetesi” olarak tanımlanan Önder Aytaç, Emre Uslu ve Mehmet Baransu Taraf gazetesi, internet siteleri ve twitter üzerinden hükümete saldırıyor, Tuncay Opçin de bu ekibe lojistik destek sağlıyordu. O günlerde Önder Aytaç, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir köşe yazısının başlığında “amk” ifadeleri kullanarak açıktan küfür etmişti. Tam da o süreçte Ekrem Dumanlı, bu ekipten uzak durduğu gibi bir köşe yazısında “Siz biraz kenara çekilin. Cemaat adına konuşmayın” deme ihtiyacı hissediyordu. Ancak, bu kibar uyarı bile Fuat Avniler olarak tanımlanan Topsakal Çetesi’nin nefretini topluyor, tam da Yasin Akdeniz’in Dumanlı’nın aksine Önder Aytaç’la garip bir şekilde “kanka” olduğu, Gülen’e ve FETÖ’ye olan aşkını ilan ettiği dönemde Önder Aytaç, twitter’dan Dumanlı’yı tehdit ediyordu. “Seninle ilgili 22 mail geldi. Bekletiyorum” diyordu. Çok garip bir şekilde Nur camiasından tanınan isim, FETÖ’nün güdümündeki Zaman ve Bugün gazetesinin yazarı Hüseyin Yılmaz da aynen Süleyman Yasin Akdeniz gibi Ekrem Dumanlı bile bu “şerli ekip”ten uzak dururken onlar Topsakal Çetesi’yle samimiyet geliştiriyordu. 

EKREM DUMANLI BİLE TOPSAKAL ÇETESİNE “YAHU SİZ BİR ÇEKİLİN
ARADAN” DEDİĞİ İÇİN ŞANTAJA MARUZ KALIRKEN, SÖZDE FETÖ
DÜŞMANI YASİN AKDENİZ, ÖNDER AYTAÇ’LA SAMİMİYDİ!

İŞTE O ŞANTAJ TWEET’İ

YASİN AKDENİZ, DOSYATV, FETÖCÜ NUR SUNGUR’U HABER YAPTIĞI İÇİN SALDIRDI
VE SONUNDA KRİPTO FETULLAH AŞKI VE ERDOĞAN DÜŞMANLIĞI ORTAYA ÇIKTI!

Dosyatv haber sitesi olarak Nur camiasının “Mutlak Vekili” olduğu iddia edilen Bediüzzaman’ın şoförü Hüsnü Bayram’ın FETÖ’yü Mehdi olarak gören Muhammet Nur Sungur’la Zoom üzerinden yaptığı canlı dersi “skandal” olarak tanımlayıp haber yaptık.

https://dosyatv-49d8b4.easywp.com/mutlak-vekil-iddiali-husnu-bayram-firari-fetocu-ile-canli-yayin-yapti/

Haberimizde, en az Abdullah Aymaz kadar FETÖ içinde ağırlığı olan, 1968’den beri bizzat Gülen tarafından yetiştirilen FETÖ’nün en üst düzey abilerinden Muhammet Sungur için “FETÖCÜ” ve “FİRARİ” kelimesini kullandık. Muhammet Nur Sungur,

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yüksek ilgilerine mazhar olan Hüsnü Bayramoğlu, skandal şekilde FETÖCÜ Sungur ile ders yapmıştı. Sungur, geniş Nurcu camianın tamamı tarafından izlenen Zoom’dak canlı derse İstanbul’daki evinden katılmıştı.

İşte Süleyman Yasin Akdeniz’in devreye girdiği nokta da bu oldu. Bizi yalan haber yapmakla suçlayıp, Nur Sungur’u, “Masum”, “yargılanmamış”, “mahkum olmamış”, “soruşturma geçirmemiş” sıfatlarıyla tenzih etti. Öylesine garip bir şekilde Dosyatv’ye ve Mustafa Aydın’a yüklendi ki, twitter’ın fenomen isimleri Akdeniz’i hemen sorularıyla markaja aldı. O kısa yazışmalarda Akdeniz, önce FETÖ’deki üst düzey abisi Sungur’u savunmaya çalışsa da baktı ki durum çok vahimdi. Açık vermiş şekilde bir FETÖcüyü savunuyordu. Sert ve net sorular karşısında hemen çark etmek zorunda kaldı.
Adına fedailik yapıp “masum” dediği, Dosyatv’ye iftiralar attığı Sungur için, yazışmaların sonunda “Yargılanmalı” demek zorunda kaldı.
İşte o yazışmalar:

AKDENİZ, FETÖCÜYÜ SAVUNMAK İÇİN SALDIRDI, AMA TWITTER AHALİSİ
BASTIRINCA BİR FETÖCÜYÜ SAVUNURKEN “SUÇ ÜSTÜ” OLUP GERİ ÇEKİLDİ!

Akdeniz’in foyasını @tirsaktaci Mustafa Aydın’ın twitter’daki mücadelesini en iyi bilen isimler kaldırdı. Örneğin, Maske3g (@maske3gasil) hesabı Akdeniz’i ciddi şekilde sıkıştırdı ve Sungur’un haberimizin içinde de yer alan Gülen’i kutsadığı videoyu ekledi. Mahkeme-i Kübra hesabıyla birlikte net cevap vermesini istediler: “Sungur FETÖcü değil mi?” Akdeniz, ne FETÖcü diyebildi, ne de değil. Açmaza girdi. Maske3g, “Onun dediğinin binde birini diyenler İçeride halen ve o üst düzey yönetici?” diye yüklendi. Akdeniz’in vermek zorunda kaldığı cevap:
“EVET BU BÜYÜK SORUN O YÜZDEN MÜCADELE ETMEYE DEVAM”
NASIL YANİ? Peki mücadeye devamsa ve Sungur’un dışarıda olması büyük sorun ise Akdeniz, niçin zaten bu mücadeleyi veren, bu konuyu haber yapan Dosyatv’yi ve Mustafa Aydın’ı FETÖcü diye bu haberi üzerine İçişleri Bakanlığı’na şikayet etmişti?
Akdeniz, niçin FETÖ’nün 1968’den beri talebesi olan Nur Sungur’u şu sözlerle savunmuştu:
“Yargılama görmüş mü yargı karar vermiş mi soruşturma görmüş mü soruşturma görmemiş mi bu konuda hakkında suç duyurusu olmuş mu olmamış mı bütün bu konulara cevap bulmak gerekiyor”
Maske3g devam etti:
“Fetö operasyonları başlayınca takındığı tavır. 2015. Savunulacak hiç bir tarafı yok şikayet eden yok ise, ben şikayet ediyorum bu bir suç duyurusudur.”
Yasin Akdeniz, baktı ki içine düştüğü durum çok vahim, açık açık bir FETÖcüyü savunuyor yelkenleri suya indirmek zorunda kaldı ve Nur Sungur için, “KESİNLİKLE YARGILANMALI!” demek zorunda kaldı!
3-5 tweet’le ortaya çıkan tablo çok garipti. Bir FETÖ’cüyü açıkça savunmuş; bir FETÖ’cünün dışarıda gezmesini, üstelik Nurcuların “mutlak vekil”i olduğu söylenen Hüsnü Bayramoğlu ile canlı yayın yapmasını eleştiren Dosyatv’ye “çılgınca” FETÖcü demiş, ama düştüğü durumu anlayınca “kesinlikle yargılanmalı” demek zorunda kalarak çark etmişti.
Neticede:
FETÖ üyelerinin akli muvazenelerini yitirmeleri yüzünden kendi kendilerini ifşa etmeleriyle ilgili önemli örneklerinden birini yaşamış ve BİR FETÖCÜNÜN HİSLERİNE MAĞLUP OLUP FETÖCÜYÜ SAVUNURKEN
“FETO-KAPAN”A YAKALANIP, 3 CÜMLE İÇİNDE ÇARESİZ ŞEKİLDE ÇARK EDİŞİNİ İZLEMİŞ OLDUK!
İşte verdiği bu çok önemli açık FETÖ ile canhıraş mücadele ediyor görüntüsü veren Süleyman Yasin Akdeniz üzerine yoğunlaşmamızı sağladı. Hedefinde gerçekten FETÖ olanın DOSYATV’ye ne gibi bir düşmanlığı olabilir, hatta “FETÖcü” iftirası gibi deli saçması bir çamuru nasıl atabilirdi? Bu işte bir gariplik ve “kriptoluk” olmalıydı ki o garipliği de yukarıda kupürlerini ve linklerini koyduğumuz “silmeyi unuttuğu” tweet’leri ile ortaya koyduk. BİR GÜLEN AŞIĞI, FETÖ karşıtı imiş gibi rol yapıyor, BİR ERDOĞAN DÜŞMANI bu kimliğiyle Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal başta olmak üzere hükümet üyelerinin ve Beştepe’nin güvenini kazanıyordu. Ancak kimsenin aklına bu şahsın FETÖ ile irtibatı olup olmadığını araştırmak gelmiyordu. Dosyatv.com olarak biz araştırdık, yukarıya belgeleriyle Yasin Akdeniz’in Fuat Avni ekibiyle samimiyetini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a içinde taşıdığı “kini”n delillerini bulduk.

SUFFA VAKFI, YASİN AKDENİZ’E (ALİ ÇİLİNGİR SAVRAN) “TAHŞİYE’YE SALDIR” DEMİŞ! BAKIN EKİM AYINDA AKDENİZ’İN CEVABI NE?

Süleyman Yasin Akdeniz, dedesinin adını kullanarak açtığı Ali Çilingir Savran hesabında Suffa Vakfı’nın kendileriyle değil Tahşiye Yayınevi çevresiyle uğraşmayı teklif ettiğini ve reddettiğini yazıyor. Peki ne değişti, “ne gibi bir başka talimat” ya da “tediye” gerçekleşti de Akdeniz, fikrini değiştirip Tahşiye Yayınevi çevresine ve davayı çökertmek için o kumpasın en önemli şahidi Zaman gazetesi eski çalışanı Mustafa Aydın’a yöneldi? Kendi yazdığı bu metin Akdeniz’in “kullanışlı” ve birilerinin “talimatıyla” harekete geçip saldıran biri olduğunu ortaya koyuyor.

 

YASİN AKDENİZ’İN İŞBİRLİĞİ İÇİNDE OLDUĞU İSİMLER PANİKTE!

Akdeniz, Facebook ve twitter’da son 1-2 aydır Tahşiye Yayınevi çevresinden 2012 sonrası ayrılmak zorunda kalan Mehmet Nuri Turan ve birkaç kişiyle daha hareket ediyor. Akdeniz ve Turan’ın “çok yeni ve hızlı” birlikteliği dikkat çekiyor. İkilinin birbirini nereden tanıdığı ve Tahşiye konusunda FETÖ’nün kumpas davasındaki iftiraları tekrar ileri sürme konusunda niçin bu kadar “coşkulu” merak ediliyor. İkili, Muşlu Mehmed Doğan Hoca ile Mustafa Kaplan’a dönük hakaret içerikli video ve paylaşımlarıyla öne çıkıyor. Tahşiye, Rahle ve Semendel yayınevlerinin sahibi Mustafa Kaplan, facebook sayfasından Mehmet Nuri Turan ve Akdeniz’le birlikte hareket eden diğer 2 ismin FETÖcü oldukları ve Tahşiye’ye yapılan kumpasta FETÖ lehine hareket ettikleri iddiasıyla o dönem açılan Tahşiye Kumpası Davası’na dilekçe verdiğini yazdı. Zaten Mehmet Nuri Turan’ın gruptan ayrılmasına da FETÖ ile ilgili izah edemediği bazı konular yol açmış. Turan, Kaplan’ın dilekçesine karşılık kendisinin de iftira iddialı şikayette bulunduğunu belirtiyor. Bu başvuruya savcılıkça takipsizlik kararı verilmiş.
Mustafa Kaplan, şu an yayınevi çevresine aynen FETÖ’nün asılsız iddialarıyla saldıran insanların Tahşiye Yayınevi’ne kurulan ilk kumpasta rol aldığını görüşünü savunuyor. Turan ve Akdeniz, Mehmed Doğan ve Mustafa Kaplan için “FETÖ’yle bir sorunları yok” iddiasında bulunuyor ki, süreci yakından takip eden medya ve yargıdaki isimleri şaşkınlığa itecek derecede “saçmalık” içeriyor. Mustafa Kaplan, 1988-89 Yeni Nesil ve sonra Yeni Asya ile Akit döneminde Fetullah Gülen’in aleyhine yazı yazabilen ender insanlar arasında yer alıyor.

“NURCULUK AKIMI ABDÜLKADİR BADILLI GRUBU”

Bu ikiliye, Tahşiye Yayınevi kumpasında FETÖ lehine ilk suç duyurusunu yapan ve FETÖcü polislerle işbirliğinde bulundukları Emniyet kayıtlarındaki “gizli” ibareli evraklarla tescil edilen İttihad Yayınevi grubu da destek oluyor. Bu gruptan Mesut Zeybek, Rüştü Tafral ve Abdülkadir Badıllı; Gülen’in Tahşiye’yi hedef gösterdiği ünlü 6 Nisan 2009 tarihli konuşmasından sonra FETÖcü polislerle 3 kez buluşup Tahşiye ve Rahle Yayınevi çevresi hakkında asılsız iddialarla ihbarlarda bulunuyorlar.
Bu 3 muhbirin ilk buluşması İttihad Yayınları Cağaloğlu bürosunda 14 Mayıs 2009’da gerçekleşiyor. Daha sonra iki görüşme daha yapılıyor. FETÖ lehine bu ihbarda bulunan Rüştü Tafral ismi önemli. Çünkü hayatı boyunca FETÖ’ye muhalif olduğu bilinen Tafral’ın FETÖ ile işbirliği içinde olduğu, gizli muhbirlik yaptığı “gizli” ibareli bu belgeler mahkeme dosyasına 2017 yılında eklenene kadar bilinmiyordu. Belgeler ortaya çıktığında İttihad grubunda da şok etkisi yaptı. Abileri, FETÖ ile işbirliği yapmış Tahşiye Grubu’na yapılan kumpasta ilk resmi ihbarı onlar yapmıştı.
Badıllı, Risale-i Nur’ların sadeleştirilmesi sırasında itikadi açıdan değil “ticari” ve “grupsal” açıdan ihtilaf yaşadıkları Fetullah Gülen’e karşı çıktı. Ancak, FETÖ’nün 2000’li yıllarda başladığı dini bozma hareketlerine karşı Reddü’l-Evham ve Rumuzu’l-Kur’an eserleriyle reddiye yazan Muşlu Mehmed Doğan, Abdülkadir Badıllı’nın “hakaretlerle” dolu, çok sert tepkisiyle karşılaştı. Badıllı, Muşlu Mehmed Doğan’a hakaret ediyor, Risale-i Nur’ları ve Kur’an’ı tahrif eden Fetullah Gülen’i evliya ilan ediyordu. İfhamname adlı kitap, daha sonra FETÖ’nün hazırladığı iftiralarla dolu kumpas iddianamesinin ana omurgasını oluşturdu. Zahiren FETÖ’ye karşı oldukları düşünülen “Nurculuk akımı Abdülkadir Badıllı Grubu”nu oluşturan İttihad Yayınları çevresi FETÖ’cü istihbaratçılara yaptıkları ihbarlarla ve İfhamname ile FETÖ’ye lojistik ve “cemaatî” destek sağlamıştı. Çoğunun babaları “Nur” camiasından olan kumpasta görevli FETÖcü polisler yanında davanın savcısı Kadir Altınışık ve hakimlerden firari FETÖcü Hadi Çağdır da ailevi köken olarak Nur camiasında yer alıyordu. Kısacası, Nur camiasının bir grubu olan Tahşiye’ye İstanbul, Elazığ, Erzurum, Şanlıurfa ve İzmir kökenli diğer Nur grupları devlet gücünü kullanarak hep birlikte kumpas kurmuştu. Badıllı, İfhamnamesi’nde Mehmed Doğan’a hakaret etmiş, Fetullah Gülen’i evliya ilan etmişti.

 

FETÖ muhbiri Rüştü Tafral ismi şundan dolayı önemli. Çünkü Tafral, Yasin Akdeniz’in kendisinin “nasıl bir FETÖ muhalifi olduğunu ispat sadedinde 2004 yılında Fetullah Gülen’in Süfyan olduğunu birlikte ilan ettiklerini söylediği isim. Tafral, Nur camiası içinde “Filozof Rüştü” olarak biliniyor. 2004’te Fetullah Gülen’i “Süfyan” ilan eden Rüştü Tafral, nasıl oluyor da 2009’un Mayıs ayında, Tahşiye Yayınevi Gülen’in gerçek yüzünü ortaya çıkarırken FETÖ’nün imdadına yetişip gizlice FETÖcü polislerle irtibat kurup tamamen asılsız iddialarla kumpasa ortak oluyordu?
Rüştü Tafral’a uzun yıllar “sağ kolu” olarak hizmet ettiği belirtilen Ali Kemal Pekkendir de Yasin Akdeniz ve Mehmet Nuri Turan’la birlikte Tahşiye Yayınevi çevresine iftiralarla saldıran isimler arasında yer alıyor. Pekkendir isminin önemi, 6 Nisan 2009’da Gülen Tahşiye’yi hedef gösterdikten sonra İttihad Yayınları’ndan Zeybek, Tafral ve Badıllı, düzenli olarak Mayıs ve Ekim ayları arasında 3 kez FETÖcü polislere ihbarda bulunurken o da 12 Eylül 2009’da Zaman gazetesinde hakkında tam sayfa lehte haber yapılan bir isim. Zaman gazetesinin özellikle hafta sonu eklerinde “fikren” uyuşmadığı kimseyi “rol model” olarak lanse etmediği biliniyor. Pekkendir’in FETÖ’ye sözde “muhalif” yayınlar yaptığı, hatta 2004’te Süfyan olarak ilan ettiği bilinen İttihad Yayınları’yla ilişkisi Nur camiasında yakından bilinen bir bilgi. İşte buna rağmen Zaman’da böyle bir haber çıkabiliyor:

TAHŞİYE’NİN İLMİ YAYINLARI FETÖ’NÜN VE ONLARI
DESTEKLEYEN DİĞER GRUPLARIN KİMYASINI BOZDU

O dönem Tahşiye Yayınevi çevresinin bilinen yayınları Fetullah Gülen’in gerçek yüzünü ortaya koyan Reddü’l-Evham ve Rumuzu’l-Kur’an adlı eserlerdi. Yayınevinin, “zekat”ın vakıf ve derneklerin değil fakirlerin hakkı olduğunu ilan eden 3 serilik kitabı da FETÖ ve ona destek olan diğer grupları rahatsız etmişti.
“Gizli” ibareli bu ihbarların mahkemede ortaya çıkması ve Yasin Akdeniz’in silmeyi unuttuğu tweet’lerle kendi kendini ifşa etmesi Nur camiası içindeki FETÖ irtibatlarının ve “renklendirme” işlerinin çok daha karmaşık olduğunu ortaya koyuyor.
FETÖ lehine müzahir olarak, Tahşiye Yayınevi’ni ihbar eden “Nurcu”lar arasında Selahattin Yurtlu ile Muhammet Orakçıoğlu adlı yine Nur camiasının yakından tanıdığı isimler de yer alıyor.

AKDENİZ’İN FETÖCÜ ÇIKMASI İLE TÜM EKİP ŞOKTA!

Yasin Akdeniz’in FETÖ aşkı ve bağlantısının ortaya çıkması Nur camiası içindeki birçok garip ilişki ve “sızma”yı da ortaya çıkarabilecek nitelikte. Selahattin Yurtlu, Hüsnü Bayramoğlu ve Yasin Akdeniz’in babası Cavit Akdeniz, son derece samimi ve yakın arkadaşlar. Bu gruba Mehmet Fırıncı da dahil. Yasin Akdeniz’in babası Cavit Akdeniz’le Hüsnü Bayramoğlu “bacanak”. İkisi de Nur camiasında Çilingir Ali Savran diye bilinen ismin damatları. Hüsnü Bayramoğlu, Yasin Akdeniz’in teyzesinin kocası, yani eniştesi oluyor. Akdeniz ailesi Bitlis’ten Eğirdir bölgesine iskân ettirilen “ilginç” ve “kadîm” aileler arasında.

Selahattin Yurtlu, Hüsnü Bayram ve Mehmet Fırıncı son derece samimi arkadaşlar. Son süreçte Hüsnü Bayram’ın yakın çevresi (başta yeğeni Yasin Akdeniz olmak üzere) Fırıncı’yı “tekfir” edecek şekilde aleyhine geçse de Fırıncı’nın hastalığı sırasında ölmeden önce Hüsnü Bayram’ın Fırıncı’yı ziyaret etmesi Yasin Akdeniz başta olmak üzere kendi çevresinde de garip bulunmuştu.

Akdeniz, büyük dedesinin Bitlisli “Hacı Fettahlardan” olduğunu söylüyor. İsmet İnönü’nün Bitlis’teki dedesinin adı da Kürümoğlullarından Hacı Fettah. İki ailenin akraba olup olmadığı bilinmiyor.

AKDENİZ, SÜLEYMAN SOYLU’YA DA DÜŞMAN!

Süleyman Yasin Akdeniz, Dosyatvcom sitesinin @dosyatvcom2 resmi twitter hesabından ilettiği tehdit mesajlarında, kendisini takip eden çok sayıda “bakan ve vekil” olduğunu, bunlarla irtibatlı bulunduğunu yazdı. Akdeniz, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya da yüklendi. Mehmet Fırıncı’nın cenaze törenine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun katılması, üstelik Rüstempaşa Medresesi’ndeki anma programında yaptığı duygusal konuşma da Akdeniz’in tepkisiyle karşılandı. Çünkü Süleyman Yasin Akdeniz, Fırıncı’yı “İslam düşmanı” ve “hain” olarak ilan eden bir isim.

Ali Çilingir Savran, Süleyman Yasin Akdeniz’in dedesinin ismi. Facebook’ta bu isimle açtığı sayfada yaptığı paylaşımda Mehmet Nuri Güleç’in (Mehmet Fırıncı) İslâm düşmanı olduğunu yazdı.

KAPLAN: MUSTAFA AYDIN, FİRAVUN’UN SARAYINDAKİ MUSA İDİ,
MEHMET NURİ TURAN, MUSA’NIN YANINDAKİ SAMİRİ!

Süleyman Yasin Akdeniz ve onunla birlikte Tahşiye Davası’nı çökertmek için “tersine propaganda” yürüten isimler, Dosyatv Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Aydın’ın geçmişte Zaman’da çalışmasını diline dolayarak “FETÖ” iftirası attılar. Ancak onu 42 yıldır tanıyan hemşehrisi ve 1992 yılı öncesi Yeni Asya döneminden eski mesai arkadaşı Tahşiye mağduru Mustafa Kaplan, ilginç bir paylaşımda bulundu. Kaplan, facebook sayfasında, Mehmet Nuri Turan’ı Musa’nın yanındaki Samiri’ye benzetirken, Mustafa Aydın’ı da  Firavun’un sarayındaki “Musa”ya benzetti!

Bu fakirin 25 senesi Paralel Nurcuların içinde geçmiştir. Yeni Asya bünyesinde oluşan bir ekiple birlikte PNY’yi terk ettikten sonra biz merhum Hulusi Abinin talebesi Molla Muhammed hoca ile ders arkadaşı olduk. Ekibimizle birlikte oraya gittik. Ekibin içindeki kardeşlerimizden birisi de hemşehrim Mustafa Aydın’dır. Kendisini 10 yaşından beri tanırım. Yeni Asya’dan ayrılınca ekmek parası için Zaman vb yerlere dağılan kardeşlerimizdendir. Fikren ve ders olarak da bizden hiç ayrılmamış; Fetö ile kavgamızda da o grubun içinde bizim gözümüz kulağımız olmuştur. Nitekim devlet Fetö’ye operasyon yapmaya karar verince, Mustafa kardeşimizin bilgileri çok faydalı olmuştur. Mehmet Nuri Turan beyefendi ile ise 1993’te Molla Muhammed hocamızın cemaatinde tanıştık. 10 senedir oranın müdâvimi, tövbe etmiş eski bir komünistti. Rahmetli babası ve kardeşini yıllar öncesinden tanıyordum. Bu arkadaş, sonradan Fetö sevdâsıyla bizi terk etti, bizimle hiçbir ilgisi olmadığını da deklare etti. Şimdi kalkmış, Mustafa Aydın’ı Fetöcülükle suçluyor. Nuri bey kardeş, ben ikinizi de yakından tanıyorum. Mustafa Aydın, Firavun’un sarayındaki “mü’min” gibidir, ki Hz. Mûsâ’ya en büyük yardımı yapmıştırSen ise, Hz. Mûsâ’nın yanındaki Samirî gibisin ki, onun da’vâsına savaş açıyorsun. Hanginiz Fetöcülüğe daha yakın duruyorsunuz? Mahşerde dahi şehâdetim bu şekilde olacaktır.

KRİPTO YASİN’İN ARKADAŞI TURAN’I DA
DARBE GECESİ PAYLAŞTIĞI SKANDAL YAZI ELE VERDİ!

Dosyatv.com olarak FETÖ konusunda yaptığımız “filyasyon” ve 12’den vuran analizlerimizle biliniyor ve seviliyoruz. Bu dosya çok uzasa da “filyasyon” gereği buna katlanmak zorundayız. Yasin Akdeniz’le irtibatlı şu ana kadar irtibatlı birçok isim “zahiren” FETÖ muhalifi gözükse de en büyük “kafa koparan” işlerde FETÖ’ye gizlice destek olan isimler çıkmıştı. Akdeniz’le birlikte hareket eden Mehmet Nuri Turan’ı da “filyasyon”a dahil ettiğimizde ilginç bir gerçekle karşılaştık. 15 Temmuz 2016 darbe akşamı sosyal medya baştan sona kaynarken twitter ve facebook hesapları bulunan Turan’ın FETÖ aleyhine tek bir mesajı yoktu.

Ancak bir mesajı vardı ki, son derece önemliydi.
15 Temmuz darbesinin başladığı, FETÖcü hainlerin harekete geçtiği o gece saat 22.00 sonrası twitter’ın fenomen isimleri tarafından defalarca ilan edilmişti. Twitter’da birbiri ardına atılan binlerce mesajlarla Boğaz Köprüleri’nin tıkandığı; askerin darbe için harekete geçtiği ve Ankara’da jetlerin uçtuğu yazıyordu. Fatih Tezcan, Turgay Güler ve Osman Gökçek gibi önemli isimler yaşananın bir darbe girişimi olduğunu, söylüyor, herkesi meydanlara ve direnmeye davet ediyordu.

İşte tam da böyle “civcivli” bir saatte, 15 Temmuz 2016 saat, 22.42’de Mehmet Nuri Turan son derece önemli bir paylaşım yaptı.

Güya yıllardır FETÖ’ye en çok karşı çıktığını söyleyen ancak Mustafa Kaplan’ın “içimizdeki isemler arasındaydı” dediği bu isim tam da 15 Temmuz 2016’da FETÖ darbe girişimi başladığında akıllara durgunluk veren bir paylaşımda bulundu:
Turan, Bediüzzaman’ın TSK ile ilgili bir sözünü alıntılamıştı ancak o darbe gecesi için en önemli cümle şuydu:
“KAHRAMAN ORDU DİZGİNİNİ ONUN ELİNDEN KURTARIYOR DİYE RİVAYETLERDEN ANLAŞILIYOR”
Darbenin 22,18 itibariyle twitter fenomeni Fatih Tezcan tarafından sosyal medyada; Turgay Güler tarafından Ülke TV’de ifşa edildiği o güne ait kayıtlarla belli. O duyurulardan sonra tüm Türkiye teyakkuz durumuna geçti.
Onun yanında yüzlerce, binlerce tweet atıldı Boğaz’daki köprülerin asker tarafından kapatıldığı, Ankara’da jetlerin uçtuğuna dair. İnsanlar whatsapp ve diğer uygulamalarla o gece gelişmeleri birbirlerine an be an duyurdu.

TURAN’I ZORA SOKAN SORU: NE ANLATMAK İSTİYORSUN?
Turan’ın bir takipçisi BU GARİP mesaj üzerine, “Ne anlatmak istiyorsun?” diye sordu. .
Turan, darbeyi duymamış biri gibi cevap verdi ve şunu yazdı:
“BEDİÜZZAMAN’IN GELECEKLE İLGİLİ TEMENNİSİ”
Halbuki o an FETÖ darbesinin başladığı biliniyordu. Turan, “Arkadaş görmüyor musun, TSK FETÖ belasından kurtuluyor” deseydi anlaşılabilirdi. Ancak verdiği cevapta darbeye asla temas yoktu. Gece boyunca da olmadı zaten. PEKİ NİÇİN?
Sıtkı Gündoğdu, tek bir soruyla Turan’ı açığa düşürmüştü. Turan’a başka bir takipçisinden destek geldi az sonra o da, “AZ KALDI İNŞALLAH!” diyordu. Peki o isim kimdi? Eğer, FETÖ muhalifi biri ise bu sözde problem olmayabilirdi. O kişinin, “Az kaldı inşallah” demesini hem de o saatte nasıl anlamalıydık? Facebook geçmişine baktığımızda o şahıs, Fetullah Gülen’i “kötü oyunları bozan-müspet biri” olarak lanse eden bir kişiydi! Yani o da FETÖ iltisaklı bir isimdi!

TURAN, “DARBE DEĞİL TİYATRO” KOROSUNA KATILDI!
FETÖ DARBESİNİN GERÇEKLİĞİNİ SORGULADI!

Turan, ertesi gün darbenin püskürtüleceği anlaşılınca darbe karşıtı olduğuna delil olabilmesi için atıldığı belli birkaç mesaj yazdı. İnsanları darbeye karşı sokağa çağırmak yerine “Hayırlı olsun” diyerek darbeyi destekleyen Alparslan Kuytul’un adamlarıyla polemiğe girdi. Ancak onlarla tartışırken de şuur altı kontrolsüzce ortaya çıktı ve FETÖ-CHP elemanlarının daha darbenin ilk saatlerinde yaymaya başladığı “darbe değil tiyatro” iftirasına destek verdi.
Mehmet Nuri Turan, darbeden bir gün sonra “ANCAK BU DARBE GERÇEK Mİ DEĞİL Mİ BUNA GİRMİYORUM. ERKENDİR!” diye yazabildi.

15 Temmuz 2016 gecesi FETÖ aleyhine tek bir tweet’i yoktu Turan’ın. Darbe başlarken attığı destek mahiyetindeki facebook mesajını da “açığa düştüğü” için savunamadı. Sıddık Gündoğan‘ın sorusuna rahatlıkla, “Görmüyor musun, FETÖ darbesi bastırılıyor, TSK FETÖ’den kurtuluyor” diyebilecekken demedi. FETÖ karşıtı olsaydı, insanların tankların önünde canını feda ettiği, örneğin Nedim Şener’in CNN-TÜRK’ü işgal eden silahlı askerlerle kavga ettiği bir anda çok rahat o da bu cevabı verebilirdi. O sadece, “Bediüzzaman’ın ileri dönük bir temennisi” cevabını vermekle yetindi.

“BU DA AZ KALDI İNŞALLAH” DİYEN TURAN’IN ARKADAŞI
AKMANSOY’UN FETULLAH LEHİNE MESAJLARI

2010’da Tahşiye kumpasında FETÖ mağduru olan(?) Turan’ın, 2012’de Fetullah Gülen’i seven bir arkadaşı vardı ve Kemal Akmansoy “Az kaldı inşallah” diyordu. Çerçeve tamamlanmıştı.

BİR YIL ÖNCE “DARBE GELİYOR DEDİM” DİYEN TURAN,
DARBEDEN BİR GÜN SONRA, “DARBE GERÇEK Mİ DEĞİL Mİ BUNA GİRMİYORUM, ERKENDİR!” DİYOR!

TURAN, “DARBENİN GELECEĞİNİ BİR YIL ÖNCEDEN ANLADIM” DİYOR, AMA 15 TEMMUZ GECESİ DARBEYE “DARBE” DİYEMİYOR!

Mehmet Nuri Turan, 21 Aralık 2020 tarihli Ahsen TV yayınında, 2015 yılı Haziran ayında Tahşiye Kumpas davasına gittiğini; o davada FETÖCÜ avukat ve sanıkların saldırgan tavırlarından “bir darbenin geldiğini anladığını” söylüyor. Ancak ne hikmetse 1 yıl önceden darbeyi keşfettiğini söyleyen isim, 15 Temmuz’da darbe başlamış ve hatta üzerinden 1 gün geçmişken bile “Darbe gerçek mi değil mi buna girmiyorum, erkendir” diyebiliyordu!
Bir yıl önceden darbeyi hissettiğini söyleyen Turan, başlamış bitmiş FETÖ darbesinin gerçekliğini sorgulayarak FETÖ/CHP’nin “DARBE DEĞİL TİYATRO” söylemine daha ilk günden destek oldu.

İşte FETÖ darbesiyle paralel zamanlı atılmış “umut dolu” o tweet’in videosu:

PEKİ MUŞLU MUHAMMED HOCA NİÇİN
FETÖ, CIA ve MOSSAD’IN HEDEFİNDEYDİ?

15 Temmuz hain darbesi olduktan sonra FETÖ konusu her platformda konuşulmaya başlandı. Risale-i Nur camiasında “Muşlu Muhammed Hoca” ya da “Molla Muhammed” olarak bilinen ismin FETÖ’nün planlarını bozma adına yaptığı özel işleri Nakşibendi tarikatının Erenköy kolundan Mahmud Sami Ramazanoğlu’nun manevi evladı ve vekîli Ömer Öztürk açıklamıştı. Öztürk, o dönemki bir sohbetinde, MOSSAD güdümünde hareket eden Fetullah Gülen ve yakın molla ekibinin, yıllardır düşmanlarına Kabala ritüellerine göre ettikleri bedduaları Muşlu Muhammed Hoca’nın aynen kendilerine geri çevirdiğini; bunu öğrenen FETÖcülerin bu yüzden 2010 yılında yaşanan kumpası kurduklarını anlatmıştı:

Mahmud Sami Ramazanoğlu’nun hayru’l-halefi M. Ömer Öztürk, Muşlu Molla Muhammed’i anlatıyor – YouTube

 

SON SÖZ:

Sonuçta, karşımızda bukalemun gibi renkten renge giren tarihin gördüğü en sahtekâr bir örgüt var. Akdeniz’in bizzat kendi ifadesinde olduğu gibi gibi: “Fetöcüler renk değiştirip devletçi milletçi gibi görünüyor olabilirler pusuya yatarlar yılan gibi akrep gibi sokmak için fırsat kollarlar”
DİKKATLİ OLMAK LAZIM!

 

MASKE DÜŞTÜ: “FETÖCÜ YASİN” GÖRÜNDÜ! FETÖCÜ YASİN AKDENİZ DOSYASI YENİ ŞAFAK’TA!

MASKE DÜŞTÜ: “FETÖCÜ YASİN” GÖRÜNDÜ! FETÖCÜ YASİN AKDENİZ DOSYASI YENİ ŞAFAK’TA!