kriptonun-sorusturmasi

Darbeci İmamın Hedef Gösterdiği Mustafa Kaplan: Bir kriptonun Soruşturması Başka Kriptolar Eliyle Örtülmesin!

Bir 1 kişi ve yazı görseli olabilir

DOSYATV.COM / ÖZEL HABER

Yaptığı skandal açıklamalarla Türkiye gündemine oturan din görevlisi Selahaddin Yurtlu’nun hedef gösterdiği ve ölümle tehdit ettiği isimlerden yazar Mustafa Kaplan, “Bir kriptonun soruşturması başka kriptolar eliyle örtülmesin” dedi.
Tahşiye Yayınevi sahibi Kaplan, Selahaddin Yurtlu’nun da içinde olduğu bir grubun desteğiyle FETÖ tarafından kumpasa maruz kaldıklarını ve hapis yattıklarını belirterek, şöyle konuştu: “Bizim ölümle, ağır işkenceyle tehdit edilmemizin dışında, bu kişi ve beraber hareket ettiği isimler Türkiye’yi içine alan bir kaos planından bahsediyor. Ülkenin işgal edileceğini söylüyor. Bu kişi herhangi bir kişi değil. 10 yıl önce atılan ağır iftiralarla hapse girmemize sebep olan kumpasta yer almış bir kişi.”

Türkiye’ye dönük büyük bir kumpas hazırlandığını vurgulayan Kaplan, “FETÖ, Tahşiye, Tevhid-Selam ve MİT TIR’ları davalarını uluslararası hale getirmek, kendi kumpas davalarını yeniden açtırarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da yargılanacağı yeni bir süreç başlatmak istiyor. Son dönemde Tahşiye ve Semendel yayınevimize dönük organize saldırılarda bazı Nur gruplarına sızmış FETÖ’yle irtibatlı isimler de yer alıyor. Selahaddin Yurtlu da o grupla beraber hareket ediyor.” ifadelerini kullandı.

Kaplan, şöyle konuştu:

“Bir imam tüm zenginlerin mallarına el konulacağını ‘sünnet etme’ kelimesiyle anlatıyor. Bazı insanların “tık tık” kafalarının kesileceğini söylüyor.  ‘Asker ağam gelince yârelerim iyileşir’ diyerek, o kaosta bazı insanların 10’uncu katlardan atılacağını, ağızlarına para tıkılacağını cüretkârca ifade ediyor. Bu basit bir konuşma değil. Bu kişiyle birlikte bu kişinin arkasındaki isimler ve bağlantıları da araştırmalıdır. Bu kişinin şifresiyle onun facebook sayfasında paylaşım yapanlar, ona para transferi yapanlar ve bu kişinin ruhi durumunu suistimal edip öne iten isimler ortaya konmalıdır.”

Kaplan, “Provokatif konuşmalar yapan bu kişiyle ilgili tedbir kararı olarak sosyal medya kullanmaması kararı alınması gerekir.” derken, kendisine ait silaha el konulmasını, ayrıca tehdit ettiği yazar Mehmed Doğan ve Tahşiye Yayınevi sahipleri konusunda da uzaklaştırma kararı verilmesi gerektiğini kaydetti.

Kaplan, “Eğer gerçekten ruh hastası ise, bu kişinin karantinaya alınması elzemdir. Bir şizofrene silah bulundurma ruhsatını verenler sorguya alınmalıdır ve silahına derhal el konulmalıdır. El konulan telefonlarındaki konuşma trafiği mühimdir, savcılarımızın uyanık olduklarından emîniz. Yeter ki bu kripto Fetöcünün dosyası başka bir kripto ele teslîm edilmesin.” diye yazdı.

YENİ BİR 15 TEMMUZ MU YAŞAMAMIZ GEREKİYOR?

Kaplan, “Darbe tehdîdine ve hukukî sürece rağmen bu pervâsızlığın, organize bir suç şebekesine işâret ettiğini bebeler bile anlar. Bin bir suratların gerçek yüzlerini görebilmek için yeni bir 15 Temmuz mu yaşamamız gerekiyor?” ifadelerini kullandı.

İşte Mustafa Kaplan’ın kişisel facebook sayfasındaki ilgili paylaşımı:

Bu zarûrî açıklama da bizden:
Kendisi normal bir câmi imâmı iken, görevini ihmâl etme pahasına dinî gruplara girip çıkan ve gittiği yeri de bizim hakkımızdaki yalan ve iftirâlarıyla ifsâd eden Selahaddin Yurtlu’nun, Fetö’nün 2009’da bize başlattığı Tahşiye Kumpası operasyonunda Fetöcü polislere muhbirlik yaptığını, Emniyet Genel Müdürlüğünün ilgili mahkemeye gönderdiği resmî belgeleriyle def’alarca paylaştık. Bu muhbir kişi o günden beri de durmadan aleyhimizdeki tezvîrâtını sürdürmüştür. Biz de mecbûren onun paylaşımlarını mercek altına aldık ve mel’anetlerini kamuoyuna duyurduk. Yazdıklarımdan 15 Ocak 2021 târihli olanında aynen şunları dedim:
“Kripto Fetöcü muhbir mühtediye bu yüzden fazla zaman ayırdım. Yanına gittiği Müslümanı ifsâd ediyor. Öyle yalan rüyâlarla masala başlıyor ki, bunu tanımayanın aklını alıyor; bu arada da tasmasını tutanlar hangi hedefe kodlamışsa o zehiri damlatıyor. Kimin yanına gitse onun nabzına uygun maskeyi ânında suratına geçiriyor. Yıllarca Muş’ta Molla Muhammed hocamızın derslerine devâm etmiş, biz İstanbul’da o derslere başladığımızda da orada görüyorduk. Görünüşte Nurcu bir esnaftı. Bize kendisini “Seyyid Selahattin” diye tanıtmıştı; Muşlu dostlar konuşurken “Kadri” diye bahsediyorlardı. Meğer terzi efendi adını değiştirmiş. Bir insan niye adını değiştirir ki? Kötü yola düşmüş haspam Raziye’nin Alev demesi gibi, neyi saklar ki? Adına eklediği mübârek kelimenin sahte olduğunu, köyünün târihi ile isbât ettim zâten. Bu sözde Nurcu kripto, Hulusi beyin cemaatinden olduğu hâlde, o zâtın sağlığında onun mesleğini bozan PNY esnafıyla dört kol iskambil oynuyor. Kendisi Fetöcü polislere muhbirlik yaptığı gibi, aynı meslekten kişilerle kol kola gizli filmler çeviriyor; yıllarca dersini dinlediği Molla Muhammed’in aleyhine tezvîratlarda bulunuyor. İçine girmediği tarikat, tanışmadığı şeyh kalmamış; hepsini isim isim sayıp kerâmetlerini video ile yayıyor. Zındıka komitesinin son numarası olan “Sufizm” planının gönüllü propagandasını yaparken, sufilerden yeni rant kapısı aralamayı da ihmâl etmiyor.”
Hocaların yüz karası bu eski terzi, hakáret ve şatahatlarında öyle ileri gitti ki, ülkemizde “hoca, tüccâr, idâreci” olanları askerî darbe ile, öldürülmekle, mallarını talan etmekle tehdîd etmeye kadar işi vardırdı. Bu haddi aşan tecâvüzleri sosyal medyadan ulusal medyaya intikál edince de kendisinin rûh hastası olduğunu, tedâvî gördüğünü ileri sürürüp acındırarak barış yapmamızı ağlayarak paylaştı. Ben de bir daha bunu konu yapmamaya karâr verdim. Devlet elbette bu adamı bırakamazdı, hukuk yakasına yapıştı. Hasta olduğunu söyleyerek kendisini savunmuş. İlgili kánûn gereği tutuksuz yargılanmak üzere bırakılmış, da’vâsı devâm ediyor. Bundan sonra dursa, yine konumuz olmayacaktı. Resmî açıklama yapıyor, yine üstü kapalı bizi suçluyor. Sahte hesâblar üzerinden ise yine bize veryansın etmeye devâm ediyor. (Bkz: Yavuz Korku’ya áid Faraklid Nur hesâbı! Hesâbın altına eklenen isimler ise kripto Fetöcü Süleyman Yasin Akdeniz, Ali Kemal Pekkendir vb.)
Hâdise hukuka intikál etmiştir, elbette gereği yapılacaktır. O kadar videonun neresini gizleyeceksiniz? O kadar iftirâyı neyle te’vîl edeceksiniz? O lağım çukurunu neyle örteceksiniz?
Böyle bir karakter taşıyan kişinin Müslümânlara imâmlık yapması kabûl edilemez, kesinlikle yine ihrâc edilmeli ve hattâ birinci ihrâcdan sonra onu me’mûriyete geri dönderenler sorguya alınmalıdır. Adamın söyledikleri meydandadır; Sarıyer’deki ma’hud toplantı başta olmak üzere girip çıktığı her yer ve temâs kurduğu değişik dinî gruplar mercek altına alınmalıdır. Söylediği şeyler öyle yenilir yutulur şeyler değildir. Devlet ipin ucunu takip ederek bu adamın kimlerle temâs kurduğunu, bütün bağlantılarını ortaya koymalıdır.
Eğer gerçekten ruh hastası ise, bu kişinin karantinaya alınması elzemdir. Bir şizofrene silah bulundurma ruhsatını verenler sorguya alınmalıdır ve silahına derhal el konulmalıdır. El konulan telefonlarındaki konuşma trafiği mühimdir, savcılarımızın uyanık olduklarından emîniz. Yeter ki bu kripto Fetöcünün dosyası başka bir kripto ele teslîm edilmesin.
Yavuz Korku’nun “Faraklid Nur” isimli hesâbı ise aynı lâğımı neşretmeye devâm etmektedir. Bu hesâb sâhibi ve oradaki hezeyânnâmeye destek veren isimler incelemeye alınmalıdır. Darbe tehdîdine ve hukukî sürece rağmen bu pervâsızlığın, organize bir suç şebekesine işâret ettiğini bebeler bile anlar. Bin bir suratların gerçek yüzlerini görebilmek için yeni bir 15 Temmuz mu yaşamamız gerekiyor?
Sahtekâr muhbir Kadri! Hani bir daha aleyhte yazı yazmayacağına dâir Kur’ân’a el basarak ve ağlayarak yemîn etmiştin; sen gerçekten Pakraduni olduğun için mi Kur’ân’la dalga geçiyorsun? O Kur’ân kelâmullahtır; onu oyuncak yapan fırıldaklardan Arş’ın sâhibi intikámını alır. Senin âhiretin rezîl olduğu gibi, dünyâda da erzel-i ömre mübtelâ olacaksın ve bütün pisliklerin teşhîr edilecek. Yemînini oyuncak yapan nice bir sefîlin ibretli sonunu gören dünyâ, bu sefer de senin ibretli sonunu görecektir. Eğer zerre kadar İslâm inancından behren varsa, tövbe et ve evinden dışarı çıkma!
Bu şizofren muhbire destek veren mihrâklar da Rabbimin tecelliyâtından hisselerini alacaklardır! Er-râzı bi’z-zararı lâ yunzaru leh!